Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "yellow" into Turkish language

Türk diline "sarı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Yellow

[Sarı]
/jɛloʊ/

noun

1. Yellow color or pigment

  • The chromatic color resembling the hue of sunflowers or ripe lemons
    synonym:
  • yellow
  • ,
  • yellowness

1. Sarı renk veya pigment

  • Ayçiçeği veya olgun limon tonuna benzeyen kromatik renk
    eşanlamlı:
  • sarı
  • ,
  • sarılık

verb

1. Turn yellow

  • "The pages of the book began to yellow"
    synonym:
  • yellow

1. Sarıya dönmek

  • "Kitabın sayfaları sararmaya başladı"
    eşanlamlı:
  • sarı

adjective

1. Of the color intermediate between green and orange in the color spectrum

  • Of something resembling the color of an egg yolk
    synonym:
  • yellow
  • ,
  • yellowish
  • ,
  • xanthous

1. Renk spektrumunda yeşil ve turuncu arasındaki ara renk

  • Yumurta sarısının rengine benzeyen bir şey
    eşanlamlı:
  • sarı
  • ,
  • sarımsı

2. Easily frightened

    synonym:
  • chicken
  • ,
  • chickenhearted
  • ,
  • lily-livered
  • ,
  • white-livered
  • ,
  • yellow
  • ,
  • yellow-bellied

2. Kolayca korkan

    eşanlamlı:
  • tavuk
  • ,
  • tavuk yürekli
  • ,
  • korkak
  • ,
  • ödlek
  • ,
  • sarı
  • ,
  • sarı karınlı

3. Changed to a yellowish color by age

  • "Yellowed parchment"
    synonym:
  • yellow
  • ,
  • yellowed

3. Yaşa göre sarımsı bir renge dönüştü

  • "Sarmal parşömen"
    eşanlamlı:
  • sarı
  • ,
  • sararmış

4. Typical of tabloids

  • "Sensational journalistic reportage of the scandal"
  • "Yellow press"
    synonym:
  • scandalmongering
  • ,
  • sensationalistic
  • ,
  • yellow(a)

4. Tabloidlerin tipik özelliği

  • "Skandalın duygusal gazetecilik raporu"
  • "Sarı basın"
    eşanlamlı:
  • dedikoduculuk
  • ,
  • sansasyonel
  • ,
  • sarı(a)

5. Cowardly or treacherous

  • "The little yellow stain of treason"-m.w.straight
  • "Too yellow to stand and fight"
    synonym:
  • yellow

5. Korkak ya da hain

  • "Vatana ihanetinin küçük sarı lekesi"-m.w.straight
  • "Kurtulmak ve savaşmak için çok sarı"
    eşanlamlı:
  • sarı

6. Affected by jaundice which causes yellowing of skin etc

    synonym:
  • jaundiced
  • ,
  • icteric
  • ,
  • yellow

6. Cildin sararmasına neden olan sarılıktan etkilenir

    eşanlamlı:
  • sarılıklı
  • ,
  • ikterik
  • ,
  • sarı

Examples of using

Tom marked a sentence with a yellow highlighter.
Tom bir cümleyi sarı bir fosforlu kalemle işaretledi.
Ripe bananas are yellow.
Olgun muzlar sarıdır.
The cheese is not yellow.
Peynir sarı değildir.