Translation meaning & definition of the word "yelling" into Turkish language

noun

1. Uttering a loud inarticulate cry as of pain or excitement

synonym:
• yelling
,
• shouting

1. Acı ya da heyecandan dolayı yüksek sesle anlaşılmaz bir çığlık atmak

eşanlamlı:
• bağırma
,
• haykırış

Examples of using

Tom is irritated by Mary's constant yelling.

Tom Mary'nin sürekli bağırmasından rahatsız oldu.

I saw you and Tom yelling at each other yesterday.

Dün sen ve Tom'un birbirinize bağırdığınızı gördüm.

I heard someone yelling my name.

Birinin adımı bağırdığını duydum.

I could hear Tom yelling.

Tom'un bağırdığını duyabildim.

Please stop yelling.

Lütfen bağırmayı kes.

I'm not yelling.

Bağırmıyorum.

I wasn't yelling.

Bağırmıyordum.

I heard yelling.

Bağırmayı duydum.

Tom started yelling.

Tom bağırmaya başladı.

Tom kept yelling.

Tom bağırmaya devam etti.

Tom continued yelling.

Tom bağırmaya devam etti.

Stop yelling!

Bağırmayı kes!

Tom just kept yelling.

Tom sadece bağırmaya devam etti.

Stop yelling at me.

Bana bağırmayı kes.

Stop yelling.

Bağırmayı bırak.

Tom is yelling.

Tom bağırıyor.

Tom and Mary were too busy yelling at each other to notice that I'd entered the room.

Odaya girdiğimi uyarmak için Tom ve Mary birbirlerine bağıramayacak kadar çok meşguldü.

Mary felt guilty about yelling at her daughter.

Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.

I am hoarse from yelling so much.

Fazla bağırmaktan sesim kısıldı.

Stop yelling, I beg you.

Bağırmayı kes, senden rica ediyorum.