Translation meaning & definition of the word "written" into Turkish language

adjective

1. Set down in writing in any of various ways

• "Written evidence"

synonym:
• written

1. Çeşitli şekillerde yazılı olarak ayarlayın

• "Yazılı kanıt"

eşanlamlı:
• yazılmış

2. Systematically collected and written down

• "Written laws"

synonym:
• written

2. Sistematik olarak toplanır ve yazılır

• "Yazılı yasalar"

eşanlamlı:
• yazılmış

3. Written as for a film or play or broadcast

synonym:
• scripted
,
• written

3. Bir film, oyun veya yayın için

eşanlamlı:
• senaryoya bağlı
,
• yazılmış

Examples of using

The book was written by Giannis.

Kitap Giannis tarafından yazılmış.

The letter is written by the girl.

Mektup kız tarafından yazılıyor.

This book is written in French.

Bu kitap Fransızca yazıldı.

The message is written in French.

Mesaj Fransızca yazılmış.

The article was written in French.

Makale Fransızca yazılmış.

This book is written in easy French.

Bu kitap kolay Fransızcayla yazılmış.

I've written several songs in French.

Fransızca birkaç şarkı yazdım.

Tom sent Mary a message written in French.

Tom Mary'ye Fransızca yazılmış bir mesaj gönderdi.

Tom was reading a letter written in French.

Tom Fransızca yazılmış bir mektup okuyordu.

Do you sell any guidebooks written in French?

Hiç Fransızca yazılmış rehber kitap satar mısın?

Most signs around here are written in French.

Civardaki birçok işaretler Fransızca yazılmış.

Since it's written in easy French, I can understand it.

Kolay Fransızca ile yazıldığı için, onu anlayabilirim.

Tom showed me the letter that Mary had written in French.

Tom bana Mary'nin Fransızca yazdığı mektubu gösterdi.

I'm more interested in spoken French than in written French.

Konuşulan Fransızcayla yazılan Fransızcadan daha çok ilgileniyorum.

This is the first time I've ever written a letter in French.

Şimdiye kadar ilk kez Fransızca bir mektup yazdım.

I should've written it down.

Onu yazmalıydım.

I couldn't read what was written.

Yazan şeyi okuyamadım.

It's written here.

O burada yazıldı.

You have neither written, nor phoned.

Ne yazdın ne de telefon ettin.

That book is written in English.

O kitap İngilizce yazılmış.