Translation meaning & definition of the word "writing" into Turkish language
Türk diline "yazı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Writing
[Yazı yazma]/raɪtɪŋ/
noun
1. The act of creating written works
- "Writing was a form of therapy for him"
- "It was a matter of disputed authorship"
- synonym:
- writing ,
- authorship ,
- composition ,
- penning
1. Yazılı eserler yaratma eylemi
- "Yazmak onun için bir terapi biçimiydi"
- "Tartışmalı bir yazarlık meselesiydi"
- eşanlamlı:
- yazı yazma ,
- yazarlık ,
- kompozisyon ,
- penning
2. The work of a writer
- Anything expressed in letters of the alphabet (especially when considered from the point of view of style and effect)
- "The writing in her novels is excellent"
- "That editorial was a fine piece of writing"
- synonym:
- writing ,
- written material ,
- piece of writing
2. Bir yazarın eseri
- Alfabenin harfleriyle ifade edilen herhangi bir şey (özellikle stil ve etki açısından düşünüldüğünde)
- "Romanlarındaki yazılar mükemmel"
- "Bu yazı güzel bir yazıydı"
- eşanlamlı:
- yazı yazma ,
- yazılı materyal ,
- yazı parçası
3. (usually plural) the collected work of an author
- "The idea occurs with increasing frequency in hemingway's writings"
- synonym:
- writing
3. (genellikle çoğul) bir yazarın toplanan eseri
- "Fikir, hemingway'in yazılarında artan sıklıkta ortaya çıkıyor"
- eşanlamlı:
- yazı yazma
4. Letters or symbols that are written or imprinted on a surface to represent the sounds or words of a language
- "He turned the paper over so the writing wouldn't show"
- "The doctor's writing was illegible"
- synonym:
- writing
4. Bir dilin seslerini veya kelimelerini temsil etmek için bir yüzeye yazılmış veya basılmış harfler veya semboller
- "Yazının gösterilmemesi için kağıdı ters çevirdi"
- "Doktor yazısı okunaksızdı"
- eşanlamlı:
- yazı yazma
5. The activity of putting something in written form
- "She did the thinking while he did the writing"
- synonym:
- writing ,
- committal to writing
5. Bir şeyi yazılı forma sokma etkinliği
- "Yazıyı yaparken düşündü"
- eşanlamlı:
- yazı yazma ,
- yazmaya bağlılık
Examples of using
Tom has been writing a book.
Tom bir kitap yazıyor.
I won't have time to finish writing this report before the meeting.
Toplantıdan önce bu raporu yazmayı bitirmek için zamanım olmayacak.
I'm writing a letter to my daughter.
Kızıma bir mektup yazıyorum.