Translation meaning & definition of the word "wrinkled" into Turkish language
Türk diline "kırışık" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Wrinkled
[Buruşuk]/rɪŋkəld/
adjective
1. Marked by wrinkles
- "Tired travelers in wrinkled clothes"
- synonym:
- wrinkled ,
- wrinkly
1. Kırışıklıklar ile işaretlenmiştir
- "Kırışık giysilerle yorgun gezginler"
- eşanlamlı:
- buruşuk ,
- kırışık
2. (of linens or clothes) not ironed
- "A pile of unironed laundry"
- "Wore unironed jeans"
- synonym:
- unironed ,
- wrinkled
2. (keten veya kıyafet) ütülenmemiş
- "Demirlenmemiş bir çamaşır yığını"
- "Demirlenmemiş kot pantolon"
- eşanlamlı:
- ütülememiş ,
- buruşuk
Examples of using
He hung his blazer on a hanger because he didn't want it to get wrinkled.
Kırışmasını istemediği için ceketini askıya astı.
His blue coat was dirty and wrinkled.
Mavi ceketi kirli ve buruşuktu.
She wrinkled her brows.
O, kaşlarını kırıştırdı.