Translation meaning & definition of the word "wrinkle" into Turkish language
Türk diline "kırışıklık" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Wrinkle
[Kırışıklık]/rɪŋkəl/
noun
1. A slight depression in the smoothness of a surface
- "His face has many lines"
- "Ironing gets rid of most wrinkles"
- synonym:
- wrinkle ,
- furrow ,
- crease ,
- crinkle ,
- seam ,
- line
1. Bir yüzeyin pürüzsüzlüğünde hafif bir depresyon
- "Yüzünün birçok çizgisi var"
- "Ütü çoğu kırışıklıktan kurtulur"
- eşanlamlı:
- kırışıklık ,
- kırışık ,
- kıvrım ,
- buruşturmak ,
- dikiş ,
- çizgi
2. A minor difficulty
- "They finally have the wrinkles pretty well ironed out"
- synonym:
- wrinkle
2. Küçük bir zorluk
- "Sonunda kırışıklıkları oldukça iyi ütülenmişler"
- eşanlamlı:
- kırışıklık
3. A clever method of doing something (especially something new and different)
- synonym:
- wrinkle
3. Bir şey yapmanın akıllıca bir yöntemi (özellikle yeni ve farklı bir şey)
- eşanlamlı:
- kırışıklık
verb
1. Gather or contract into wrinkles or folds
- Pucker
- "Purse ones's lips"
- synonym:
- purse ,
- wrinkle
1. Kırışıklıklar veya kıvrımlar halinde toplayın veya daralın
- Kırıştırmak
- "Pemsi birinin dudakları"
- eşanlamlı:
- cüzdan ,
- kırışıklık
2. Make wrinkles or creases on a smooth surface
- Make a pressed, folded or wrinkled line in
- "The dress got wrinkled"
- "Crease the paper like this to make a crane"
- synonym:
- wrinkle ,
- ruckle ,
- crease ,
- crinkle ,
- scrunch ,
- scrunch up ,
- crisp
2. Pürüzsüz bir yüzeyde kırışıklıklar veya kırışıklıklar yapın
- Preslenmiş, katlanmış veya buruşuk bir çizgi yapın
- "Giysi buruştu" dedi"
- "Kran yapmak için kağıdı bu şekilde artırın"
- eşanlamlı:
- kırışıklık ,
- buruşturmak ,
- kıvrım ,
- çatırdatmak ,
- kabartmak ,
- kırışık
3. Make wrinkled or creased
- "Furrow one's brow"
- synonym:
- furrow ,
- wrinkle ,
- crease
3. Buruşuk veya buruşuk olun
- "Kürk bir kaş"
- eşanlamlı:
- kırışık ,
- kırışıklık ,
- kıvrım
4. Become wrinkled or crumpled or creased
- "This fabric won't wrinkle"
- synonym:
- rumple ,
- crumple ,
- wrinkle ,
- crease ,
- crinkle
4. Buruşuk veya buruşuk veya buruşuk hale gelir
- "Bu kumaş kırışmayacak"
- eşanlamlı:
- buruşturmak ,
- kırışmak ,
- kırışıklık ,
- kıvrım