Translation meaning & definition of the word "worrying" into Turkish language
Türk diline "utanç verici" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Worrying
[Endişe verici]/wəriɪŋ/
noun
1. The act of harassing someone
- synonym:
- badgering ,
- worrying ,
- torment ,
- bedevilment
1. Birini taciz etme eylemi
- eşanlamlı:
- pörsük ,
- endişe verici ,
- işkence ,
- kötüleme
2. The act of moving something by repeated tugs or pushes
- "Vigorous worrying finally loosened the saw"
- synonym:
- worrying
2. Bir şeyi tekrarlanan römorkörler veya itmelerle hareket ettirme eylemi
- "Şiddetli endişe sonunda testereyi gevşetti"
- eşanlamlı:
- endişe verici
adjective
1. Causing distress or worry or anxiety
- "Distressing (or disturbing) news"
- "Lived in heroic if something distressful isolation"
- "A disturbing amount of crime"
- "A revelation that was most perturbing"
- "A new and troubling thought"
- "In a particularly worrisome predicament"
- "A worrying situation"
- "A worrying time"
- synonym:
- distressing ,
- distressful ,
- disturbing ,
- perturbing ,
- troubling ,
- worrisome ,
- worrying
1. Sıkıntıya, endişeye veya endişeye neden olmak
- "Rahatsız edici (veya rahatsız edici) haberler"
- "Rahatsız edici bir izolasyon varsa kahramanca yaşadı"
- "Rahatsız edici miktarda suç"
- "En rahatsız edici bir vahiy"
- "Yeni ve rahatsız edici bir düşünce"
- "Özellikle endişe verici bir çıkmazda"
- "Endişeli bir durum"
- "Endişeli bir zaman"
- eşanlamlı:
- üzücü ,
- rahatsız edici ,
- huzursuz ,
- endişe verici
Examples of using
I can't stop worrying about Tom.
Tom için endişelenmekten vazgeçemiyorum.
I want you to know we can stop worrying.
Endişelenmeyi durdurabileceğimizi bilmenizi istiyorum.
I stayed up most of the night worrying about Tom.
Tom hakkında endişe ederek gecenin çoğunda yatmadım.