Translation meaning & definition of the word "worn" into Turkish language
Türk diline "yıpranmış" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Worn
[Wear]/wɔrn/
adjective
1. Affected by wear
- Damaged by long use
- "Worn threads on the screw"
- "A worn suit"
- "The worn pockets on the jacket"
- synonym:
- worn
1. Aşınmadan etkilenmiş
- Uzun kullanımdan zarar görmüş
- "Vida üzerinde aşınmış dişler"
- "Aşınmış bir takım elbise"
- "Ceketin üzerindeki yıpranmış cepler"
- eşanlamlı:
- wear
2. Showing the wearing effects of overwork or care or suffering
- "Looking careworn as she bent over her mending"
- "Her face was drawn and haggard from sleeplessness"
- "That raddled but still noble face"
- "Shocked to see the worn look of his handsome young face"- charles dickens
- synonym:
- careworn ,
- drawn ,
- haggard ,
- raddled ,
- worn
2. Aşırı çalışma, bakım veya ıstırabın yıpranma etkilerini göstermek
- "Onarmaya eğilirken bakımlı görünüyor"
- "Yüzü uykusuzluktan çekildi ve haggard oldu"
- "Kızgın ama yine de asil yüz"
- "Yakışıklı genç yüzünün yıpranmış görünümünü görmek için şok oldu" - charles dickens
- eşanlamlı:
- yıpranmış ,
- çekilmiş ,
- vahşi ,
- raddle ,
- wear
Examples of using
I'm all worn out.
Tamamıyla yorgun düştüm.
Tom realized right away that he should have worn a heavier coat.
Tom daha kalın bir palto giymesi gerektiğini hemen fark etti.
Sally has bought a new dress, but she hasn't worn it yet.
Sally yeni bir elbise satın aldı fakat henüz giymedi.