Translation meaning & definition of the word "won" into Turkish language

noun

1. The basic unit of money in south korea

synonym:
• South Korean won
,
• won

1. Güney kore'de temel para birimi

eşanlamlı:
• Güney Kore kazandı
,
• won

2. The basic unit of money in north korea

synonym:
• North Korean won
,
• won

2. Kuzey kore'de temel para birimi

eşanlamlı:
• Kuzey Kore wonu
,
• won

adjective

1. Not subject to defeat

• "With that move it's a won game"

synonym:
• won

1. Yenilgiye maruz kalmaz

• "Bu hareketle kazanılmış bir oyun"

eşanlamlı:
• won

Examples of using

I heard that Tom won the spelling bee.

Tom'un yazım yarışmasını kazandığını duydum.

They won the match!

Maçı kazandılar!

You won a prize in the spelling competition, didn't you?

Yazma yarışmasında bir ödül kazandın, değil mi?

Which team won the match really isn't important.

Maçı hangi takımın kazandığı gerçekten de önemli değil.

You've won.

Siz kazandınız.

You've won.

Sen kazandın.

Tom won the fight.

Kavgayı Tom kazandı.

Tom won the election.

Tom seçimi kazandı.

Tom couldn't believe that he had just won the lottery.

Tom az önce piyangoyu kazandığına inanamadı.

I've won the lottery.

Lotoyu tutturdum.

I've won the lottery.

Piyangoyu kazandım.

I've never won anything in my life.

Hayatımda asla bir şey kazanmadım.

I've never won anything before.

Daha önce asla bir şey kazanmadım.

I've won.

Kazandım.

Tom has already won.

Tom zaten kazandı.

So, who won the Italian elections?

Peki, İtalyan seçimlerini kim kazandı?

You've already won.

Zaten kazandın.

You just won.

Sadece kazandın.

Pretend you've won.

Kazandın gibi davran.

I won again.

Yine kazandım.