The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.
Tanık duruşmada konuşurken gergin görünmüyordu.
The witness stated his name.
Tanık ismini belirtti.
The policeman protected the witness.
Polis tanığı korudu.
As God as my witness Tom, I didn't tell her about the surprise party you're planning.
Tanrı şahidim Tom olarak ona planladığın sürpriz partiden bahsetmedim.
Unless otherwise decided by the directors, if the company has a common seal and it is affixed to a document, the document must also be signed by at least one authorised person in the presence of a witness who attests the signature.
Yöneticiler tarafından aksi kararlaştırılmadıkça, şirketin ortak mührü varsa ve bir belgeye iliştirilmişse, belgenin ayrıca imzayı tasdik eden tanığın huzurunda en az bir yetkili kişi tarafından imzalanması gerekir.
They attempted in vain to bribe the witness.
Tanığa rüşvet vermek için boşuna girişimde bulundular.