Translation meaning & definition of the word "withered" into Turkish language
Türk diline "tutuklu" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Withered
[Solmuş]/wɪðərd/
adjective
1. Lean and wrinkled by shrinkage as from age or illness
- "The old woman's shriveled skin"
- "He looked shriveled and ill"
- "A shrunken old man"
- "A lanky scarecrow of a man with withered face and lantern jaws"-w.f.starkie
- "He did well despite his withered arm"
- "A wizened little man with frizzy grey hair"
- synonym:
- shriveled ,
- shrivelled ,
- shrunken ,
- withered ,
- wizen ,
- wizened
1. Yaş veya hastalık gibi büzülme ile yalın ve buruşuk
- "Yaşlı kadının buruşuk cildi"
- "Kırpılmış ve hasta görünüyordu"
- "Büzülmüş yaşlı bir adam"
- "Solmuş yüzü ve fener çeneleri olan bir adamın hafif bir korkuluğu"-w.f.starkie
- "Solmuş koluna rağmen iyi yaptı"
- "Kızarık gri saçlı, ufacık, ufacık bir adam"
- eşanlamlı:
- kuruyup büzülmuş ,
- büzülmüş ,
- solmuş ,
- kurumuş ,
- kartlaşmış
2. (used especially of vegetation) having lost all moisture
- "Dried-up grass"
- "The desert was edged with sere vegetation"
- "Shriveled leaves on the unwatered seedlings"
- "Withered vines"
- synonym:
- dried-up ,
- sere ,
- sear ,
- shriveled ,
- shrivelled ,
- withered
2. (özellikle bitki örtüsünü kullanarak) tüm nemi kaybetmiş
- "Kurutulmuş çim"
- "Çöl, sere bitki örtüsü ile çevriliydi"
- "Tutulmamış fidelerde büzülmüş yapraklar"
- "Temiz sarmaşıklar"
- eşanlamlı:
- kurumuş ,
- sear ,
- alazlamak ,
- kuruyup büzülmuş ,
- solmuş
Examples of using
Roses withered and Ania cried very much.
Güller soldu ve Ania çok ağladı.
Because of the drought, the grass has withered.
Kuraklıktan dolayı, çim soldu.
All the flowers in the garden withered.
Bahçedeki bütün çiçekler solmuş.