Translation meaning & definition of the word "winner" into Turkish language

noun

1. The contestant who wins the contest

synonym:
• winner
,
• victor

1. Yarışmayı kazanan yarışmacı

eşanlamlı:
• kazanan

2. A gambler who wins a bet

synonym:
• winner

2. Bahsi kazanan bir kumarbaz

eşanlamlı:
• kazanan

3. A person with a record of successes

• "His son would never be the achiever that his father was"

• "Only winners need apply"

• "If you want to be a success you have to dress like a success"

synonym:
• achiever
,
• winner
,
• success
,
• succeeder

3. Başarı kaydı olan bir kişi

• "Onun oğlu asla babasının başarılı olamayacaktı"

• "Sadece kazananlar başvurmalıdır"

• "Başarılı olmak istiyorsanız, başarılı gibi giyinmelisiniz"

eşanlamlı:
• başaran
,
• kazanan
,
• başarı
,
• succeeder

Examples of using

Last year's Miss Universe winner is very tall.

Geçen yılın Miss Universe birincisi çok uzun.

The first winner of the FIFA World Cup was Uruguay.

FIFA Dünya Kupasının ilk kazananı Uruguay'dı.

I'm the winner.

Ben kazandım.

You're a winner.

Sen bir kazanansın.

Everyone's a winner.

Herkes kazanır.

Tom is the winner.

Tom kazanandır.

France is the winner of the 1998 World Cup.

Fransa, 1998 Dünya Kupası'nın galibidir.

Spain is the winner of the 2010 FIFA World Cup.

İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibidir.

If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.

Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.

If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.

Eğer mağlup gülümsediyse galip, zafer heyecanını kaybedecektir.

Oh, Tae, this cheese is a winner!

Oh, Tae, bu peynir bir birincidir!

He called out the name of the winner.

Kazananın adını bağırarak söyledi.

Everybody loves a winner.

Herkes bir kazananı sever.

It is good to be a winner.

Bir kazanan olmak iyidir.

The crowd hailed the winner.

Kalabalık kazananı alkışladı.