Translation meaning & definition of the word "wink" into Turkish language
Türk diline "wink" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Wink
[Pırıldamak]/wɪŋk/
noun
1. A very short time (as the time it takes the eye to blink or the heart to beat)
- "If i had the chance i'd do it in a flash"
- synonym:
- blink of an eye ,
- flash ,
- heartbeat ,
- instant ,
- jiffy ,
- split second ,
- trice ,
- twinkling ,
- wink ,
- New York minute
1. Çok kısa bir süre (gözün yanıp sönmesi veya kalbin atması için gereken süre olarak)
- "Şansım olsaydı, bir anda yapardım"
- eşanlamlı:
- göz kırpması ,
- flaş ,
- ruh ,
- anlık ,
- lâhza ,
- saniyeyi böl ,
- lahza ,
- pırıltı ,
- göz kırpmak ,
- New York dakikası
2. Closing one eye quickly as a signal
- synonym:
- wink
2. Bir gözü bir sinyal olarak hızlıca kapatmak
- eşanlamlı:
- göz kırpmak
3. A reflex that closes and opens the eyes rapidly
- synonym:
- blink ,
- eye blink ,
- blinking ,
- wink ,
- winking ,
- nictitation ,
- nictation
3. Gözleri hızla kapatan ve açan bir refleks
- eşanlamlı:
- kırpmak ,
- göz kırpması ,
- kırpma ,
- göz kırpmak ,
- aklanma ,
- aklama
verb
1. Signal by winking
- "She winked at him"
- synonym:
- wink
1. Işaret kırparak
- "Ona göz kırptı"
- eşanlamlı:
- göz kırpmak
2. Gleam or glow intermittently
- "The lights were flashing"
- synonym:
- flash ,
- blink ,
- wink ,
- twinkle ,
- winkle
2. Aralıklı olarak parlama veya parlama
- "Işıklar yanıp sönüyordu"
- eşanlamlı:
- flaş ,
- kırpmak ,
- göz kırpmak ,
- ışıldamak
3. Briefly shut the eyes
- "The tv announcer never seems to blink"
- synonym:
- blink ,
- wink ,
- nictitate ,
- nictate
3. Kısaca gözlerini kapat
- "Tv spikeri asla göz kırpmıyor gibi görünüyor"
- eşanlamlı:
- kırpmak ,
- göz kırpmak ,
- dikte etmek
4. Force to go away by blinking
- "Blink away tears"
- synonym:
- wink ,
- blink ,
- blink away
4. Göz kırparak gitmeye zorlamak
- "Gözyaşlarını sil"
- eşanlamlı:
- göz kırpmak ,
- kırpmak ,
- göz kırpıp kaçırmak
Examples of using
Tom didn't sleep a wink.
Tom gözünü bile kırpmadı.
I bet Tom doesn't sleep a wink tonight.
Tom'un bu gece gözünü kırpmayacağından eminim.
Tom hasn't slept a wink.
Tom gözünü bile kırpmadı.