Translation meaning & definition of the word "wing" into Turkish language
Türk diline "kanat" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Wing
[Uçma]noun
1. A movable organ for flying (one of a pair)
- synonym:
- wing
1. Uçmak için hareketli bir organ (bir çiftten biri)
- eşanlamlı:
- kanat
2. One of the horizontal airfoils on either side of the fuselage of an airplane
- synonym:
- wing
2. Bir uçağın gövdesinin her iki tarafındaki yatay uçak gövdelerinden biri
- eşanlamlı:
- kanat
3. A stage area out of sight of the audience
- synonym:
- wing ,
- offstage ,
- backstage
3. Seyircinin gözünden uzak bir sahne alanı
- eşanlamlı:
- kanat ,
- kulis ,
- sahne arkası
4. A unit of military aircraft
- synonym:
- wing
4. Askeri uçak birliği
- eşanlamlı:
- kanat
5. The side of military or naval formation
- "They attacked the enemy's right flank"
- synonym:
- flank ,
- wing
5. Askeri veya deniz oluşumunun tarafı
- "Düşmanın sağ kanadına saldırdılar"
- eşanlamlı:
- böğür ,
- kanat
6. A hockey player stationed in a forward position on either side
- synonym:
- wing
6. Bir hokey oyuncusu her iki tarafta da ileri pozisyonda yer aldı
- eşanlamlı:
- kanat
7. (in flight formation) a position to the side and just to the rear of another aircraft
- synonym:
- wing
7. (uçuş formasyonunda) başka bir uçağın yanına ve hemen arkasına bir konum
- eşanlamlı:
- kanat
8. A group within a political party or legislature or other organization that holds distinct views or has a particular function
- "They are the progressive wing of the republican party"
- synonym:
- wing
8. Farklı görüşlere sahip veya belirli bir işlevi olan bir siyasi parti veya yasama organı veya başka bir kuruluş içindeki bir grup
- "Onlar cumhuriyetçi parti'nin ilerici kanadıdır"
- eşanlamlı:
- kanat
9. The wing of a fowl
- "He preferred the drumsticks to the wings"
- synonym:
- wing
9. Bir kümes kuşunun kanadı
- "Bateri çubuklarını kanatlara tercih etti"
- eşanlamlı:
- kanat
10. A barrier that surrounds the wheels of a vehicle to block splashing water or mud
- "In britain they call a fender a wing"
- synonym:
- fender ,
- wing
10. Sıçrayan suyu veya çamuru engellemek için bir aracın tekerleklerini çevreleyen bir bariyer
- "İngiltere'de bir çamurluğa kanat diyorlar"
- eşanlamlı:
- tampon ,
- kanat
11. An addition that extends a main building
- synonym:
- annex ,
- annexe ,
- extension ,
- wing
11. Bir ana binayı genişleten bir ek
- eşanlamlı:
- ilaveten ,
- ilaveler ,
- uzatma ,
- kanat
verb
1. Travel through the air
- Be airborne
- "Man cannot fly"
- synonym:
- fly ,
- wing
1. Havada yolculuk etmek
- Havada olmak
- "İnsan uçamaz" demek"
- eşanlamlı:
- uçmak ,
- kanat