Translation meaning & definition of the word "whirl" into Turkish language
Türk diline "kızıl" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Whirl
[Fırıldanmak]/wərl/
noun
1. Confused movement
- "He was caught up in a whirl of work"
- "A commotion of people fought for the exits"
- synonym:
- whirl ,
- commotion
1. Karışık hareket
- "Bir iş girdabına yakalandı"
- "İnsanların kargaşası çıkışlar için savaştı"
- eşanlamlı:
- fırıldanmak ,
- kargaşa
2. The shape of something rotating rapidly
- synonym:
- whirl ,
- swirl ,
- vortex ,
- convolution
2. Hızla dönen bir şeyin şekli
- eşanlamlı:
- fırıldanmak ,
- girdap ,
- vorteks ,
- dürülme
3. A usually brief attempt
- "He took a crack at it"
- "I gave it a whirl"
- synonym:
- crack ,
- fling ,
- go ,
- pass ,
- whirl ,
- offer
3. Genellikle kısa bir girişim
- "Onun bir çatlak aldı"
- "Ona bir kasırga verdim"
- eşanlamlı:
- çatlak ,
- fırlamak ,
- gitmek ,
- geçmek ,
- fırıldanmak ,
- teklif
4. The act of rotating rapidly
- "He gave the crank a spin"
- "It broke off after much twisting"
- synonym:
- spin ,
- twirl ,
- twist ,
- twisting ,
- whirl
4. Hızla dönme hareketi
- "Kranka bir dönüş yaptı"
- "Çok büküldükten sonra koptu"
- eşanlamlı:
- spin ,
- kıvrım ,
- bükme ,
- kıvırma ,
- fırıldanmak
verb
1. Turn in a twisting or spinning motion
- "The leaves swirled in the autumn wind"
- synonym:
- twirl ,
- swirl ,
- twiddle ,
- whirl
1. Bir büküm veya eğirme hareketi yapın
- "Yapraklar sonbahar rüzgarında döndü"
- eşanlamlı:
- kıvrım ,
- girdap ,
- bükme ,
- fırıldanmak
2. Cause to spin
- "Spin a coin"
- synonym:
- whirl ,
- birl ,
- spin ,
- twirl
2. Döndürmek
- "Sikke basmak"
- eşanlamlı:
- fırıldanmak ,
- yuvarlanmak ,
- spin ,
- kıvrım
3. Flow in a circular current, of liquids
- synonym:
- eddy ,
- purl ,
- whirlpool ,
- swirl ,
- whirl
3. Dairesel bir akım içinde sıvıların akışı
- eşanlamlı:
- girdap ,
- şırıldamak ,
- fırıldanmak
4. Revolve quickly and repeatedly around one's own axis
- "The dervishes whirl around and around without getting dizzy"
- synonym:
- spin ,
- spin around ,
- whirl ,
- reel ,
- gyrate
4. Kendi ekseni etrafında hızlı ve tekrar tekrar döner
- "Dervişler baş dönmeden etrafta ve etrafta dolanıyorlar"
- eşanlamlı:
- spin ,
- etrafında dönmek ,
- fırıldanmak ,
- bobin ,
- dönmek
5. Fly around
- "The clothes tumbled in the dryer"
- "Rising smoke whirled in the air"
- synonym:
- whirl ,
- tumble ,
- whirl around
5. Uçuşmak
- "Giysiler kurutucuda yuvarlandı"
- "Havada dönen yükselen duman"
- eşanlamlı:
- fırıldanmak ,
- düşmek ,
- fırıl fırıl dönmek