Translation meaning & definition of the word "wet" into Turkish language
Türk diline "ıslak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Wet
[Islak]/wɛt/
noun
1. Wetness caused by water
- "Drops of wet gleamed on the window"
- synonym:
- moisture ,
- wet
1. Suyun neden olduğu ıslaklık
- "Pencerede parıldayan ıslak damlalar"
- eşanlamlı:
- nem ,
- ıslak
verb
1. Cause to become wet
- "Wet your face"
- synonym:
- wet
1. Islatmak
- "Yüzünü ıslat"
- eşanlamlı:
- ıslak
2. Make one's bed or clothes wet by urinating
- "This eight year old boy still wets his bed"
- synonym:
- wet
2. İdrar yaparak yatağını veya kıyafetlerini ıslatın
- "Bu sekiz yaşındaki çocuk hala yatağını ıslatıyor"
- eşanlamlı:
- ıslak
adjective
1. Covered or soaked with a liquid such as water
- "A wet bathing suit"
- "Wet sidewalks"
- "Wet weather"
- synonym:
- wet
1. Su gibi bir sıvı ile kaplanmış veya ıslatılmış
- "İslak bir mayo"
- "Islak kaldırımlar"
- "Islak hava"
- eşanlamlı:
- ıslak
2. Containing moisture or volatile components
- "Wet paint"
- synonym:
- wet
2. Nem veya uçucu bileşenler içeren
- "Islak boya"
- eşanlamlı:
- ıslak
3. Supporting or permitting the legal production and sale of alcoholic beverages
- "A wet candidate running on a wet platform"
- "A wet county"
- synonym:
- wet
3. Alkollü içeceklerin yasal üretimi ve satışının desteklenmesi veya izin verilmesi
- "İslak bir platformda koşan ıslak bir aday"
- "İsli bir ilçe"
- eşanlamlı:
- ıslak
4. Producing or secreting milk
- "A wet nurse"
- "A wet cow"
- "Lactating cows"
- synonym:
- wet ,
- lactating
4. Süt üretmek veya salgılamak
- "İslak bir hemşire"
- "İslak bir inek"
- "Laktasyon inekleri"
- eşanlamlı:
- ıslak ,
- süt veren
5. Consisting of or trading in alcoholic liquor
- "A wet cargo"
- "A wet canteen"
- synonym:
- wet
5. Alkollü likörden oluşan veya ticaret yapan
- "İslak bir kargo"
- "İsli bir kantin"
- eşanlamlı:
- ıslak
6. Very drunk
- synonym:
- besotted ,
- blind drunk ,
- blotto ,
- crocked ,
- cockeyed ,
- fuddled ,
- loaded ,
- pie-eyed ,
- pissed ,
- pixilated ,
- plastered ,
- slopped ,
- sloshed ,
- smashed ,
- soaked ,
- soused ,
- sozzled ,
- squiffy ,
- stiff ,
- tight ,
- wet
6. Çok sarhoş
- eşanlamlı:
- sersemleşmiş ,
- körkütük sarhoş ,
- ing ,
- çömleksi ,
- şaşı ,
- sersemlemiş ,
- yüklü ,
- pardon gözlü ,
- kızgın ,
- kaçık ,
- sarhoş ,
- eğik ,
- dökülen ,
- uçmuş ,
- sırılsıklam olmuş ,
- içkili ,
- yumuşak ,
- sert ,
- sıkı ,
- ıslak
Examples of using
You'll get wet.
Islanacaksınız.
You'll get wet.
Islanacaksın.
Tom is getting wet.
Tom ıslanıyor.