Translation meaning & definition of the word "weapon" into Turkish language

noun

1. Any instrument or instrumentality used in fighting or hunting

• "He was licensed to carry a weapon"

synonym:
• weapon
,
• arm
,
• weapon system

1. Dövüşte veya avcılıkta kullanılan herhangi bir araç veya araç

• "Silah taşıma ruhsatı vardı"

eşanlamlı:
• silah
,
• sarılmak
,
• silah sistemi

2. A means of persuading or arguing

• "He used all his conversational weapons"

synonym:
• weapon
,
• artillery

2. İkna etme veya tartışma aracı

• "Bütün konuşma silahlarını kullandı"

eşanlamlı:
• silah
,
• topçu

Examples of using

Tom ditched the murder weapon.

Tom cinayet silahını hendeğe attı.

Tom reached for his weapon.

Tom silahına uzandı.

Is it a weapon?

O bir silah mı?

Tom had a weapon.

Tom'un bir silahı vardı.

Tom grabbed a weapon.

Tom bir silah kaptı.

Tom lowered his weapon.

Tom, silahını indirdi.

I said drop your weapon!

Silahını bırak dedim!

Tom was carrying a concealed weapon.

Tom gizlenmiş bir silah taşıyordu.

I need a weapon.

Bir silaha ihtiyacım var.

We didn't find a weapon.

Silah bulmadık.

Choose your weapon.

Silahını seç.

Where's your weapon?

Silahın nerede?

Pick a weapon.

Bir silah seç.

Take Tom's weapon.

Tom'un silahını al.

It's a weapon.

Bu bir silahtır.

He knows how to use this weapon.

Bu silahın nasıl kullanılacağını biliyor.

He knows how to use this weapon.

Bu silahın nasıl kullanılacağını bilir.

This looks like it might be the weapon that was used to kill Tom.

Bu Tom'u öldürmek için kullanılan silah olabilir gibi görünüyor.

Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.

Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.

The police spent hours searching Tom's place, but they couldn't find the murder weapon.

Polisler saatlerce Tom'un evini aradılar fakat onlar cinayet silahını bulamadılar.