Translation meaning & definition of the word "weakness" into Turkish language
Türk diline "zayıflık" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Weakness
[Zayıflık]/wiknəs/
noun
1. A flaw or weak point
- "He was quick to point out his wife's failings"
- synonym:
- failing ,
- weakness
1. Bir kusur veya zayıf nokta
- "Karısının başarısızlıklarını belirtmek için hızlıydı"
- eşanlamlı:
- eksiklik ,
- zayıflık
2. Powerlessness revealed by an inability to act
- "In spite of their weakness the group remains active"
- synonym:
- helplessness ,
- weakness ,
- impuissance
2. Hareket edememe ile ortaya çıkan güçsüzlük
- "Zayıflıklarına rağmen, grup aktif kalır"
- eşanlamlı:
- çaresizlik ,
- zayıflık ,
- güç
3. The property of lacking physical or mental strength
- Liability to failure under pressure or stress or strain
- "His weakness increased as he became older"
- "The weakness of the span was overlooked until it collapsed"
- synonym:
- weakness
3. Fiziksel veya zihinsel güçten yoksun olma özelliği
- Baskı veya stres veya zorlanma altında başarısızlığa karşı sorumluluk
- "Zayıflığı yaşlandıkça arttı"
- "Spanyanın zayıflığı, çökene kadar göz ardı edildi"
- eşanlamlı:
- zayıflık
4. The condition of being financially weak
- "The weakness of the dollar against the yen"
- synonym:
- weakness
4. Finansal olarak zayıf olma durumu
- "Dolun yen'e karşı zayıflığı"
- eşanlamlı:
- zayıflık
5. A penchant for something even though it might not be good for you
- "He has a weakness for chocolate"
- synonym:
- weakness
5. Sizin için iyi olmasa bile bir şey için bir tutku
- "Çikolataya karşı zayıflığı var"
- eşanlamlı:
- zayıflık
Examples of using
Stop taking advantage of his weakness.
Onun zayıflığından yararlanmaktan vazgeç.
Ann has a weakness for chocolate.
Ann'in çikolataya zafiyeti var.
John took advantage of Bill's weakness.
John Bill'in zayıflığından istifade etti.