Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "wasted" into Turkish language

Türk diline "yıkanmış" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Wasted

[Boşanmış]
/westɪd/

adjective

1. Serving no useful purpose

  • Having no excuse for being
  • "Otiose lines in a play"
  • "Advice is wasted words"
  • "A pointless remark"
  • "A life essentially purposeless"
  • "Senseless violence"
    synonym:
  • otiose
  • ,
  • pointless
  • ,
  • purposeless
  • ,
  • senseless
  • ,
  • superfluous
  • ,
  • wasted

1. Faydalı bir amaca hizmet etmemek

  • Olmak için mazereti yok
  • "Oyunda komik çizgiler"
  • "Averi boşa harcanmış kelimelerdir"
  • "Anlamsız bir açıklama"
  • "Aslında amaçsız bir hayat"
  • "Anlamsız şiddet"
    eşanlamlı:
  • aylak
  • ,
  • anlamsız
  • ,
  • amaçsız
  • ,
  • gereksiz
  • ,
  • boşa harcanmış

2. Not used to good advantage

  • "Squandered money cannot be replaced"
  • "A wasted effort"
    synonym:
  • squandered
  • ,
  • wasted

2. İyi bir avantaja alışık değil

  • "Squandered para değiştirilemez"
  • "Boşa harcanmış bir çaba"
    eşanlamlı:
  • israf
  • ,
  • boşa harcanmış

3. (of an organ or body part) diminished in size or strength as a result of disease or injury or lack of use

  • "Partial paralysis resulted in an atrophied left arm"
    synonym:
  • atrophied
  • ,
  • wasted
  • ,
  • diminished

3. (bir organ veya vücut parçasının) hastalık veya yaralanma veya kullanım eksikliği nedeniyle boyut veya güçte azalma

  • "Kısmi felç atrofili bir sol kolla sonuçlandı"
    eşanlamlı:
  • atrofik
  • ,
  • boşa harcanmış
  • ,
  • azaltılmış

4. Very thin especially from disease or hunger or cold

  • "Emaciated bony hands"
  • "A nightmare population of gaunt men and skeletal boys"
  • "Eyes were haggard and cavernous"
  • "Small pinched faces"
  • "Kept life in his wasted frame only by grim concentration"
    synonym:
  • bony
  • ,
  • cadaverous
  • ,
  • emaciated
  • ,
  • gaunt
  • ,
  • haggard
  • ,
  • pinched
  • ,
  • skeletal
  • ,
  • wasted

4. Özellikle hastalıktan, açlıktan veya soğuktan çok ince

  • "Islak kemikli eller"
  • "Haunt erkekleri ve iskelet oğlanlarının kabus popülasyonu"
  • "Gözler haggard ve kavernözdü"
  • "Küçük sıkışmış yüzler"
  • "Yaşamı boşa harcanmış çerçevesinde sadece acımasız konsantrasyonla korudu"
    eşanlamlı:
  • kılçıklı
  • ,
  • solgun
  • ,
  • zayıflamış
  • ,
  • gante
  • ,
  • vahşi
  • ,
  • kısık
  • ,
  • iskelet
  • ,
  • boşa harcanmış

Examples of using

I wish I hadn't wasted so much time.
Keşke çok fazla zamanı boşa harcamasaydım.
We've wasted enough time.
Yeterince zaman harcadık.
I think we've wasted enough of your time.
Bence zamanınızdan yeterince boşa harcadık.