Translation meaning & definition of the word "wanting" into Turkish language

adjective

1. Nonexistent

• "The thumb is absent"

• "Her appetite was lacking"

synonym:
• lacking
,
• absent
,
• missing
,
• wanting

1. Var olmayan

• "Başparmak yok"

• "İştahı eksikti"

eşanlamlı:
• eksik
,
• bulunmayan

2. Inadequate in amount or degree

• "A deficient education"

• "Deficient in common sense"

• "Lacking in stamina"

• "Tested and found wanting"

synonym:
• deficient
,
• lacking(p)
,
• wanting(p)

2. Miktar veya derece yetersiz

• "Eksik bir eğitim"

• "Sağduyu eksikliği"

• "Stamina eksikliği"

• "Denenmiş ve istekte bulundu"

eşanlamlı:
• eksik
,
• eksik(p)

Examples of using

Tom stared at the floor, not wanting to say anything.

Tom bir şey söylemek istemediği için yere baktı.

I've been wanting to talk to you.

Seninle konuşmak istiyordum.

I've been wanting to meet you for years.

Yıllardır seninle görüşmeyi istiyordum.

I've been wanting to do that all day.

Bütün gün bunu yapmayı istiyordum.

I've been wanting to ask you something.

Sana bir şey sormayı istiyordum.

You can't blame Tom for wanting to spend time with Mary.

Mary ile zaman geçirmek istediği için Tom'u suçlayamazsın.

You can't blame Tom for wanting to leave.

Gitmek istediği için Tom'u suçlayamazsın.

Tom decided to go ahead and ask Mary the question he had been wanting to ask.

Tom öne geçmeye ve Mary'ye sormak istediği soruyu sormaya karar verdi.

You're the one I've been wanting to meet.

Tanışmak istediğim kişi sensin.

Is there anyone else wanting to eat?

Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?

I've been wanting to see you.

Seni görmeyi istiyorum.

He is by no means wanting in courage.

Onun asla cesareti eksik değil.

Not wanting is the same as having.

İstemek sahip olmakla aynı değildir.