Translation meaning & definition of the word "waiting" into Turkish language
Türk diline "beklemek" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Waiting
[Bekleme]/wetɪŋ/
noun
1. The act of waiting (remaining inactive in one place while expecting something)
- "The wait was an ordeal for him"
- synonym:
- wait ,
- waiting
1. Bekleme eylemi (bir şey beklerken tek bir yerde aktif olmayan)
- "Beklemek onun için bir çile oldu"
- eşanlamlı:
- bekleme ,
- bekleyen
adjective
1. Being and remaining ready and available for use
- "Waiting cars and limousines lined the curb"
- "Found her mother waiting for them"
- "An impressive array of food ready and waiting for the guests"
- "Military forces ready and waiting"
- synonym:
- waiting ,
- ready and waiting(p)
1. Kullanıma hazır ve hazır olmak ve kalmak
- "Arabaları ve limuzinleri beklemek kaldırımı kapladı"
- "Annesini onları beklerken buldu"
- "Konukları bekleyen ve hazır olan etkileyici bir dizi yiyecek"
- "Askeri güçler hazır ve bekliyor"
- eşanlamlı:
- bekleyen ,
- hazır ve bekleyen(p)
Examples of using
Tom has been waiting patiently in the lobby for three hours.
Tom üç saattir lobide sabırla bekliyor.
Would you mind telling me who you're waiting for?
Bana kimi beklediğini söyler misin?
Would you mind telling me what you're waiting for?
Bana ne beklediğini söyler misin?