Translation meaning & definition of the word "vote" into Turkish language

noun

1. A choice that is made by counting the number of people in favor of each alternative

• "There were only 17 votes in favor of the motion"

• "They allowed just one vote per person"

synonym:
• vote
,
• ballot
,
• voting
,
• balloting

1. Her alternatif lehine kişi sayısını sayarak yapılan bir seçim

• "Hareket lehine sadece 17 oy vardı"

• "Kişi başına sadece bir oy kullanmalarına izin verdiler"

eşanlamlı:
• oy vermek
,
• oylama

2. The opinion of a group as determined by voting

• "They put the question to a vote"

synonym:
• vote

2. Oylama ile belirlenen bir grubun görüşü

• "Soru oylamaya koydular"

eşanlamlı:
• oy vermek

3. A legal right guaranteed by the 15th amendment to the us constitution

• Guaranteed to women by the 19th amendment

• "American women got the vote in 1920"

synonym:
• right to vote
,
• vote
,
• suffrage

3. Abd anayasasında yapılan 15. değişiklikle güvence altına alınan yasal bir hak

• 19. değişiklikle kadınlara garanti

• "Amerikalı kadınlar oylamayı 1920'de aldı"

eşanlamlı:
• oy kullanma hakkı
,
• oy vermek
,
• oy hakkı

4. A body of voters who have the same interests

• "He failed to get the black vote"

synonym:
• vote

4. Aynı çıkarlara sahip bir seçmen kitlesi

• "Siyah oyu alamadı"

eşanlamlı:
• oy vermek

5. The total number of voters who participated

• "They are expecting a large vote"

synonym:
• vote
,
• voter turnout

5. Katılan toplam seçmen sayısı

• "Büyük bir oy bekliyorlar"

eşanlamlı:
• oy vermek
,
• seçmen katılımı

verb

1. Express one's preference for a candidate or for a measure or resolution

• Cast a vote

• "He voted for the motion"

• "None of the democrats voted last night"

synonym:
• vote

1. Bir aday veya bir ölçü veya çözüm için kişinin tercihini ifade edin

• Oy vermek

• "Dönüşüm için oy kullandı"

• "Demokratlardan hiçbiri dün gece oy kullanmadı"

eşanlamlı:
• oy vermek

2. Express one's choice or preference by vote

• "Vote the democratic ticket"

synonym:
• vote

2. Kişinin seçimini veya tercihini oyla ifade edin

• "Demokratik bileti oylayın"

eşanlamlı:
• oy vermek

3. Express a choice or opinion

• "I vote that we all go home"

• "She voted for going to the chinese restaurant"

synonym:
• vote

3. Bir seçim veya görüş bildirin

• "Hepimizin eve gideceğine oy veriyorum"

• "Çin restoranına gitmek için oy kullandı"

eşanlamlı:
• oy vermek

4. Be guided by in voting

• "Vote one's conscience"

synonym:
• vote

4. Oylamada rehberlik edin

• "Kişinin vicdanını oyla"

eşanlamlı:
• oy vermek

5. Bring into existence or make available by vote

• "They voted aid for the underdeveloped countries in asia"

synonym:
• vote

5. Var olun ya da oyla kullanılabilir hale getirin

• "Asya'daki az gelişmiş ülkelere yardım oyu verdiler"

eşanlamlı:
• oy vermek

Examples of using

Are you registered to vote?

Oy vermek için kayıtlı mısın?

I was going to vote for Tom.

Tom'a oy vermeye gidiyordum.

I was going to vote for Tom.

Tom'a oy verecektim.

I might vote for Tom.

Tom'a oy verebilirim.

I know who I'm going to vote for.

Kime oy vereceğimi biliyorum.

I didn't vote for Tom.

Tom'a oy vermedim.

I didn't vote for Tom.

Tom için oy vermedim.

Don't forget to vote.

Oy vermeyi unutma.

I didn't vote.

Oy vermedim.

Who should I vote for?

Kime oy vermeliyim?

You've got my vote.

Oyumu aldın.

Let's take a vote.

Oylama yapalım.

Do you really want to vote for Tom?

Tom'a oy vermeyi gerçekten istiyor musun?

Did you vote yet?

Henüz oy verdiniz mi?

The vote is unanimous.

Oylama oy birliği ile kabul edildi.

Whom did you vote for in the election?

Seçimde kime oy verdin?

Tom certainly didn't vote for her.

Tom kesinlikle ona oy vermedi.

Tom certainly won't get my vote.

Tom kesinlikle benim oyumu almayacak.

Tom wondered who Mary was planning to vote for.

Mary'nin kim için oy vermeyi planladığını merak ettim.