Translation meaning & definition of the word "visa" into Turkish language

noun

1. An endorsement made in a passport that allows the bearer to enter the country issuing it

synonym:
• visa

1. Hamilinin onu veren ülkeye girmesine izin veren bir pasaportta yapılan bir onay

eşanlamlı:
• vize

verb

1. Provide (a passport) with a visa

synonym:
• visa

1. Vize ile (bir pasaport) sağlayın

eşanlamlı:
• vize

2. Approve officially

• "The list of speakers must be visaed"

synonym:
• visa

2. Resmi olarak onaylamak

• "Konuşmacıların listesi vizeli olmalıdır"

eşanlamlı:
• vize

Examples of using

Do you need a visa to go to Australia if you have a British passport?

Bir İngiliz pasaportun varsa Avustralya'ya gitmek için bir vizeye ihtiyacın var mı?

Do you need a visa to go to Australia?

Avustralya'ya gitmek için bir vizeye ihtiyacınız var mı?

Tom went to the Australian embassy to get a visa.

Tom vize almak için Avustralya büyük elçiliğine gitti.

I suppose you've already applied for a visa.

Sanırım zaten bir vize için başvurdun.

If your visa expires, you must leave China.

Vizen sona ererse Çin'i terk etmek zorundasın.

Tom has overstayed his visa.

Tom vizesinden uzun kaldı.

Tom applied for a visa.

Tom vize için başvurdu.

Tom was able to extend his visa.

Tom vizesini uzatabildi.

Tom wasn't sure they would renew his visa.

Tom onların onun vizesini yenileyeceklerinden emin değildi.

Tom asked Mary to find out how to apply for a visa.

Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.

Tom doesn't have a visa.

Tom bir vizeye sahip değil.

We were disappointed to hear that Tom couldn't get a visa.

Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı.

We don't need a visa to go to France.

Bizim Fransa'ya gitmemiz için bir vizeye ihtiyacımız yoktur.

Americans need a visa to travel to China.

Amerikalıların Çin'e seyahat etmeleri için bir vizeye ihtiyaçları var.

I have a visa.

Benim bir vizem var.

She applied for a visa.

O vize için müracaat etti.

I have a business visa.

Benim iş vizem var.

I have a tourist visa.

Benim bir turist vizem var.

I have a student visa.

Benim bir öğrenci vizem var.

I am going to apply for a visa today.

Bugün vize için başvuracağım.