Translation meaning & definition of the word "violinist" into Turkish language

noun

1. A musician who plays the violin

synonym:
• violinist
,
• fiddler

1. Keman çalan bir müzisyen

eşanlamlı:
• kemancı

Examples of using

A violinist I know says that he owns a Stradivarius.

Tanıdığım bir kemancı bir Stradivariusa sahip olduğunu söylüyor.

A violinist I know claims that he owns a Stradivarius.

Tanıdığım bir kemancı bir Stradivariusa sahip olduğunu iddia ediyor.

Tom became famous as a violinist.

Tom bir kemancı olarak ünlü oldu.

Who's your favorite jazz violinist?

Favori jazz kemancın kim?

He is a good violinist, isn't he?

O, iyi bir kemancıdır, değil mi?

He is a good violinist.

O iyi bir kemancıdır.

The violinist has excellent technique.

Kemancının mükemmel bir tekniği var.

Maria's late husband was a violinist.

Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı.