Translation meaning & definition of the word "violate" into Turkish language
Türk diline "şiddetli" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Violate
[Ihlal etmek]/vaɪəlet/
verb
1. Fail to agree with
- Be in violation of
- As of rules or patterns
- "This sentence violates the rules of syntax"
- synonym:
- violate ,
- go against ,
- break
1. Aynı fikirde olmamak
- Ihlal etmek
- Kurallar veya kalıplar hakkında
- "Bu cümle sözdizimi kurallarını ihlal ediyor"
- eşanlamlı:
- ihlal etmek ,
- karşı çıkmak ,
- kırma
2. Act in disregard of laws, rules, contracts, or promises
- "Offend all laws of humanity"
- "Violate the basic laws or human civilization"
- "Break a law"
- "Break a promise"
- synonym:
- transgress ,
- offend ,
- infract ,
- violate ,
- go against ,
- breach ,
- break
2. Kanunları, kuralları, sözleşmeleri veya vaatleri göz ardı ederek hareket edin
- "İnsanlığın tüm yasalarını ihlal et"
- "Temel yasaları veya insan uygarlığını ihlal et"
- "Yasayı çiğnemek"
- "Sözünü bozmak"
- eşanlamlı:
- bozmak ,
- incitmek ,
- kırmak ,
- ihlal etmek ,
- karşı çıkmak ,
- ihlal ,
- kırma
3. Destroy
- "Don't violate my garden"
- "Violate my privacy"
- synonym:
- violate
3. Yok etmek
- "Bahçemi ihlal etme"
- "Gizliliğimi ihlal et"
- eşanlamlı:
- ihlal etmek
4. Violate the sacred character of a place or language
- "Desecrate a cemetery"
- "Violate the sanctity of the church"
- "Profane the name of god"
- synonym:
- desecrate ,
- profane ,
- outrage ,
- violate
4. Bir yerin veya dilin kutsal karakterini ihlal etmek
- "Mezarlık yapmak"
- "Kilisenin kutsallığını ihlal et"
- "Tanrı'nın adı profane"
- eşanlamlı:
- saygısızlık etmek ,
- dinsiz ,
- hakaret ,
- ihlal etmek
5. Force (someone) to have sex against their will
- "The woman was raped on her way home at night"
- synonym:
- rape ,
- ravish ,
- violate ,
- assault ,
- dishonor ,
- dishonour ,
- outrage
5. Zorla (birini) kendi iradesine karşı seks yapmak
- "Kadın gece eve giderken tecavüze uğradı"
- eşanlamlı:
- tecavüz ,
- hovarda ,
- ihlal etmek ,
- hücum ,
- şerefsizlik ,
- hakaret
6. Destroy and strip of its possession
- "The soldiers raped the beautiful country"
- synonym:
- rape ,
- spoil ,
- despoil ,
- violate ,
- plunder
6. Mülkünü yok edin ve soyun
- "Askerler güzel ülkeye tecavüz etti"
- eşanlamlı:
- tecavüz ,
- bozmak ,
- despoil ,
- ihlal etmek ,
- talan etmek
Examples of using
You are not allowed to violate the rules.
Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
I will never violate a law again.
Bir yasayı tekrar asla ihlal etmeyeceğim.
We must not violate the Constitution.
Anayasaya aykırı davranmamalıyız.