Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "very" into Turkish language

Türk diline "çok" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Very

[Çok]
/vɛri/

adjective

1. Precisely as stated

  • "The very center of town"
    synonym:
  • very(a)

1. Tam olarak belirtildiği gibi

  • "Şehrin tam merkezi"
    eşanlamlı:
  • çok(a)

2. Being the exact same one

  • Not any other:
  • "This is the identical room we stayed in before"
  • "The themes of his stories are one and the same"
  • "Saw the selfsame quotation in two newspapers"
  • "On this very spot"
  • "The very thing he said yesterday"
  • "The very man i want to see"
    synonym:
  • identical
  • ,
  • selfsame(a)
  • ,
  • very(a)

2. Aynı olmak

  • Başka bir şey değil:
  • "Bu daha önce kaldığımız oda"
  • "Hikayelerinin temaları bir ve aynıdır"
  • "İki gazetede aynı alıntıyı gördüm"
  • "Bu noktada"
  • "Dün söylediği şey"
  • "Görmek istediğim adam"
    eşanlamlı:
  • aynı
  • ,
  • selfsame(a)
  • ,
  • çok(a)

adverb

1. Used as intensifiers

  • `real' is sometimes used informally for `really'
  • `rattling' is informal
  • "She was very gifted"
  • "He played very well"
  • "A really enjoyable evening"
  • "I'm real sorry about it"
  • "A rattling good yarn"
    synonym:
  • very
  • ,
  • really
  • ,
  • real
  • ,
  • rattling

1. Yoğunlaştırıcı olarak kullanılır

  • `real' bazen gayriresmî olarak `gerçekten' için kullanılır'
  • `srarlılık' gayri resmidir
  • "Çok yetenekliydi"
  • "Çok iyi oynadı"
  • "Gerçekten keyifli bir akşam"
  • "Bunun için gerçekten üzgünüm"
  • "Iyi bir iplik çıngırak"
    eşanlamlı:
  • çok
  • ,
  • gerçekten
  • ,
  • real
  • ,
  • tıkırdayan

2. Precisely so

  • "On the very next page"
  • "He expected the very opposite"
    synonym:
  • very

2. Kesinlikle öyle

  • "Bir sonraki sayfada"
  • "Tam tersini bekliyordu"
    eşanlamlı:
  • çok

Examples of using

I didn't go out because it was very cold.
Çok soğuk olduğu için dışarı çıkmadım.
I was very surprised to hear the news.
Haberi duyduğuma çok şaşırdım.
I was very surprised to hear the news.
Haberleri duyunca şaşırdım.