Translation meaning & definition of the word "verbal" into Turkish language
Türk diline "sözlü" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Verbal
[Sözlü]/vərbəl/
adjective
1. Communicated in the form of words
- "Verbal imagery"
- "A verbal protest"
- synonym:
- verbal
1. Kelimeler şeklinde iletilir
- "Sözlü görüntüler"
- "Sözlü protesto" demek"
- eşanlamlı:
- sözlü
2. Of or relating to or formed from words in general
- "Verbal ability"
- synonym:
- verbal
2. Genel olarak kelimelerle ilgili veya bunlarla ilgili olarak veya bunlardan oluşan
- "Sözlü yetenek"
- eşanlamlı:
- sözlü
3. Of or relating to or formed from a verb
- "Verbal adjectives like `running' in `hot and cold running water'"
- synonym:
- verbal
3. Bir fiilden oluşan veya bunlarla ilişkili olan veya oluşan
- "Sıcak ve soğuk akan suda `running' gibi sözlü sıfatlar'"
- eşanlamlı:
- sözlü
4. Relating to or having facility in the use of words
- "A good poet is a verbal artist"
- "A merely verbal writer who sacrifices content to sound"
- "Verbal aptitude"
- synonym:
- verbal
4. Kelimelerin kullanımıyla ilgili veya bunlara sahip olmak
- "İyi bir şair sözlü bir sanatçıdır"
- "İçeriği sese feda eden sadece sözlü bir yazar"
- "Sözlü yetenek"
- eşanlamlı:
- sözlü
5. Expressed in spoken words
- "A verbal contract"
- synonym:
- verbal
5. Sözlü kelimelerle ifade edilir
- "Sözlü bir sözleşme"
- eşanlamlı:
- sözlü
6. Prolix
- "You put me to forget a lady's manners by being so verbal"- shakespeare
- synonym:
- verbal
6. Sarmal
- "Beni bir bayanın tavırlarını unutturdun sözel olarak"- shakespeare
- eşanlamlı:
- sözlü
Examples of using
Tom has trouble dealing with verbal abuse.
Tom'un sözlü tacizle başı belada.
However, only the human community has verbal languages as a means of communication.
Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.