Translation meaning & definition of the word "vein" into Turkish language
Türk diline "vein" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Vein
[Damar]noun
1. A blood vessel that carries blood from the capillaries toward the heart
- "All veins except the pulmonary vein carry unaerated blood"
- synonym:
- vein ,
- vena ,
- venous blood vessel
1. Kılcal damarlardan kalbe doğru kan taşıyan bir kan damarı
- "Pulmoner ven dışındaki tüm damarlar temizlenmemiş kan taşır"
- eşanlamlı:
- damar ,
- venöz kan damarı
2. A distinctive style or manner
- "He continued in this vein for several minutes"
- synonym:
- vein
2. Farklı bir tarz veya tarz
- "Birkaç dakika bu damarda devam etti"
- eşanlamlı:
- damar
3. Any of the vascular bundles or ribs that form the branching framework of conducting and supporting tissues in a leaf or other plant organ
- synonym:
- vein ,
- nervure
3. Bir yaprak veya başka bir bitki organındaki dokuları iletme ve destekleme dallanma çerçevesini oluşturan vasküler demetlerden veya kaburgalardan herhangi biri
- eşanlamlı:
- damar ,
- sinirlendirmek
4. A layer of ore between layers of rock
- synonym:
- vein ,
- mineral vein
4. Kaya katmanları arasında bir cevher tabakası
- eşanlamlı:
- damar ,
- mineral damar
5. One of the horny ribs that stiffen and support the wing of an insect
- synonym:
- vein ,
- nervure
5. Bir böceğin kanadını sertleştiren ve destekleyen azgın kaburgalardan biri
- eşanlamlı:
- damar ,
- sinirlendirmek
verb
1. Make a veinlike pattern
- synonym:
- vein
1. Damar benzeri bir model yapın
- eşanlamlı:
- damar