Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "various" into Turkish language

Türk diline "çeşitli" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Various

[Çeşitli]
/vɛriəs/

adjective

1. Of many different kinds purposefully arranged but lacking any uniformity

  • "Assorted sizes"
  • "His disguises are many and various"
  • "Various experiments have failed to disprove the theory"
  • "Cited various reasons for his behavior"
    synonym:
  • assorted
  • ,
  • various

1. Birçok farklı türde kasıtlı olarak düzenlenmiş ancak herhangi bir tekdüzelikten yoksun

  • "Karmaşık boyutlar"
  • "Kılık değiştirmeleri çok ve çeşitlidir"
  • "Çeşitli deneyler teoriyi çürütmeyi başaramadı"
  • "Davranışının çeşitli sebeplerini dile getirdi"
    eşanlamlı:
  • çeşitli

2. Considered individually

  • "The respective club members"
  • "Specialists in their several fields"
  • "The various reports all agreed"
    synonym:
  • respective(a)
  • ,
  • several(a)
  • ,
  • various(a)

2. Ayrı ayrı düşünülmüş

  • "Ilgili kulüp üyeleri"
  • "Birkaç alanında uzman"
  • "Çeşitli raporların hepsi kabul edildi"
    eşanlamlı:
  • i̇lgili(a)
  • ,
  • birkaç(a)
  • ,
  • çeşitli(a)

3. Distinctly dissimilar or unlike

  • "Celebrities as diverse as bob hope and bob dylan"
  • "Animals as various as the jaguar and the cavy and the sloth"
    synonym:
  • diverse
  • ,
  • various

3. Belirgin şekilde farklı veya farklı

  • "Bob hope ve bob dylan kadar farklı ünlüler"
  • "Jaguar, cavy ve tembel hayvanlar kadar çeşitli"
    eşanlamlı:
  • çeşitli

4. Having great diversity or variety

  • "His various achievements are impressive"
  • "His vast and versatile erudition"
    synonym:
  • versatile
  • ,
  • various

4. Büyük çeşitlilik veya çeşitliliğe sahip olmak

  • "Çeşitli başarıları etkileyicidir"
  • "Onun geniş ve çok yönlü bilgeliği"
    eşanlamlı:
  • becerikli
  • ,
  • çeşitli

Examples of using

She was mimicking the various people in our office.
O ofisteki birçok insanı taklit ediyordu.
Tom came up with various ideas on how to make his business more successful.
Tom işini nasıl daha başarılı yapacağına dair çeşitli fikirler ileri sürdü.
There are various kinds of candy in that bowl.
O kasede değişik türde şekerleme var.