Translation meaning & definition of the word "variety" into Turkish language
Türk diline "çeşit" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Variety
[Çeşitlilik]noun
1. A collection containing a variety of sorts of things
- "A great assortment of cars was on display"
- "He had a variety of disorders"
- "A veritable smorgasbord of religions"
- synonym:
- assortment ,
- mixture ,
- mixed bag ,
- miscellany ,
- miscellanea ,
- variety ,
- salmagundi ,
- smorgasbord ,
- potpourri ,
- motley
1. Çeşitli şeyler içeren bir koleksiyon
- "Çok çeşitli arabalar sergileniyordu"
- "Çeşitli bozuklukları vardı"
- "Gerçek bir din kokusu"
- eşanlamlı:
- çeşitlilik ,
- karışım ,
- karışık çanta ,
- derleme ,
- miscellanea ,
- salmagundi ,
- smorgasbord ,
- potpuri ,
- rengârenk
2. Noticeable heterogeneity
- "A diversity of possibilities"
- "The range and variety of his work is amazing"
- synonym:
- diverseness ,
- diversity ,
- multifariousness ,
- variety
2. Fark edilebilir heterojenlik
- "Olasılık çeşitliliği"
- "Çalışmalarının çeşitliliği ve çeşitliliği şaşırtıcı"
- eşanlamlı:
- çeşitlilik
3. (biology) a taxonomic category consisting of members of a species that differ from others of the same species in minor but heritable characteristics
- "Varieties are frequently recognized in botany"
- synonym:
- variety
3. (biyoloji) küçük ama kalıtsal özelliklerde aynı türün diğerlerinden farklı bir türün üyelerinden oluşan taksonomik kategori
- "Çeşitler botanikte sıklıkla tanınır"
- eşanlamlı:
- çeşitlilik
4. A show consisting of a series of short unrelated performances
- synonym:
- variety show ,
- variety
4. Bir dizi kısa ilgisiz performansdan oluşan bir gösteri
- eşanlamlı:
- varyete ,
- çeşitlilik
5. A category of things distinguished by some common characteristic or quality
- "Sculpture is a form of art"
- "What kinds of desserts are there?"
- synonym:
- kind ,
- sort ,
- form ,
- variety
5. Bazı ortak özellik veya kaliteyle ayırt edilen şeylerin bir kategorisi
- "Heykel bir sanattır"
- "Ne tür tatlılar var?"
- eşanlamlı:
- nazik ,
- sıralama ,
- form ,
- çeşitlilik
6. A difference that is usually pleasant
- "He goes to france for variety"
- "It is a refreshing change to meet a woman mechanic"
- synonym:
- variety ,
- change
6. Genellikle hoş bir fark
- "Çeşitlilik için fransa'ya gidiyor"
- "Bir kadın tamirciyle tanışmak ferahlatıcı bir değişikliktir"
- eşanlamlı:
- çeşitlilik ,
- değişim