Translation meaning & definition of the word "vanity" into Turkish language
Türk diline "vanity" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Vanity
[Kibirlilik]/vænəti/
noun
1. Feelings of excessive pride
- synonym:
- amour propre ,
- conceit ,
- self-love ,
- vanity
1. Aşırı gurur duygusu
- eşanlamlı:
- amour propre ,
- düşünce ,
- kendine hayranlık ,
- kibirlilik
2. The quality of being valueless or futile
- "He rejected the vanities of the world"
- synonym:
- vanity ,
- emptiness
2. Değersiz ya da boşuna olmanın kalitesi
- "Dünyanın kibirlerini reddetti"
- eşanlamlı:
- kibirlilik ,
- boşluk
3. The trait of being unduly vain and conceited
- False pride
- synonym:
- conceit ,
- conceitedness ,
- vanity
3. Gereksiz yere boşuna ve kibirli olmanın özelliği
- Yalandan gurur
- eşanlamlı:
- düşünce ,
- kibirlilik
4. Low table with mirror or mirrors where one sits while dressing or applying makeup
- synonym:
- dressing table ,
- dresser ,
- vanity ,
- toilet table
4. Makyaj yaparken veya makyaj yaparken oturduğu ayna veya aynalı alçak masa
- eşanlamlı:
- tuvalet masası ,
- kostümcü ,
- kibirlilik
Examples of using
We've flattered the director's vanity.
Biz yöneticinin kibrini pohpohladık.
Laughter is the only cure against vanity, and vanity is the only laughable fault.
Kahkaha kibire karşı tek tedavidir ve kibir gülünebilir tek hatadır.