Translation meaning & definition of the word "valuable" into Turkish language

noun

1. Something of value

• "All our valuables were stolen"

synonym:
• valuable

1. Değerli bir şey

• "Bütün değerli eşyalarımız çalındı"

eşanlamlı:
• değerli

adjective

1. Having great material or monetary value especially for use or exchange

• "A valuable diamond"

synonym:
• valuable

1. Özellikle kullanım veya değişim için büyük maddi veya parasal değere sahip olmak

• "Değerli bir elmas"

eşanlamlı:
• değerli

2. Having worth or merit or value

• "A valuable friend"

• "A good and worthful man"

synonym:
• valuable
,
• worthful

2. Değere, değere veya değere sahip olmak

• "Değerli bir arkadaş"

• "İyi ve değerli bir adam"

eşanlamlı:
• değerli

Examples of using

Tom is a valuable client.

Tom değerli bir müşteri.

This old vase is valuable to me.

Bu eski vazonun benim için kıymeti büyük.

I learned a valuable lesson.

Değerli bir ders öğrendim.

I learned a valuable lesson today.

Bugün değerli bir ders öğrendim.

I know your time is valuable, but could I ask you just one question?

Zamanının değerli olduğunu biliyorum ama sadece bir soru sorabilir miyim?

A true friendship is more valuable than money.

Gerçek bir arkadaşlık paradan daha değerlidir.

These supplies became extremely valuable.

Bu malzemeler son derece değerli oldu.

He's the most valuable player on our team.

Takımımızda en değerli oyuncudur.

Nothing is so valuable as friendship.

Hiçbir şey dostluk kadar değerli değildir.

Real friendship is more valuable than money.

Gerçek arkadaşlık paradan daha değerlidir.

She has many valuable books.

Onun bir sürü değerli kitapları var.

She is wearing a valuable ring.

O, değerli bir yüzük takıyor.

He has quite a few valuable paintings.

Onun çok sayıda değerli tabloları var.

He made a very valuable discovery.

Çok değerli bir keşif yaptı.

Please don't leave valuable things here.

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.

The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.

Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.

A perfect knowledge of a few writers and a few subjects is more valuable than a superficial one of a great many.

Birkaç yazar ve birkaç konuyla ilgili mükemmel bir bilgi birçoklarıyla ilgili yüzeysel olan birinden çok daha değerlidir.

So valuable were books that the greatest care was taken of them.

Kitaplar o kadar değerliydi ki onlara büyük bir titizlikle bakıldı.

In those days, sugar was less valuable than salt.

O zamanlar, şeker tuzdan daha az değerliydi.

Nothing is more valuable than time, but nothing is less valued.

Hiçbir şey zamandan daha değerli değildir fakat hiçbir şey daha az değerli değildir.