Translation meaning & definition of the word "vagabond" into Turkish language
Türk diline "vagabond" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Vagabond
[Serseri]/vægəbɑnd/
noun
1. Anything that resembles a vagabond in having no fixed place
- "Pirate ships were vagabonds of the sea"
- synonym:
- vagabond
1. Sabit bir yeri olmayan bir serseriye benzeyen herhangi bir şey
- "Korsan gemileri denizin serserileriydi"
- eşanlamlı:
- serseri
2. A wanderer who has no established residence or visible means of support
- synonym:
- vagrant ,
- drifter ,
- floater ,
- vagabond
2. Yerleşik bir ikametgahı veya görünür bir destek aracı olmayan bir gezgin
- eşanlamlı:
- serseri ,
- yüzen şey
verb
1. Move about aimlessly or without any destination, often in search of food or employment
- "The gypsies roamed the woods"
- "Roving vagabonds"
- "The wandering jew"
- "The cattle roam across the prairie"
- "The laborers drift from one town to the next"
- "They rolled from town to town"
- synonym:
- roll ,
- wander ,
- swan ,
- stray ,
- tramp ,
- roam ,
- cast ,
- ramble ,
- rove ,
- range ,
- drift ,
- vagabond
1. Amaçsızca veya herhangi bir varış noktası olmadan, genellikle yiyecek veya iş aramak için hareket edin
- "Çingeneler ormanda dolaşıyordu"
- "Çatılı serseriler"
- "Serseri yahudi" olarak"
- "Sığırlar çayır boyunca dolaşır"
- "İşçiler bir kasabadan diğerine sürüklenirler"
- "Şehirden kasabaya yuvarlandılar"
- eşanlamlı:
- rulo ,
- gezinmek ,
- kuğu ,
- sapmak ,
- sürtmek ,
- rol vermek ,
- yayılmak ,
- pul ,
- menzil ,
- sürüklemek ,
- serseri
adjective
1. Wandering aimlessly without ties to a place or community
- "Led a vagabond life"
- "A rootless wanderer"
- synonym:
- rootless ,
- vagabond
1. Bir yer veya toplulukla bağları olmadan amaçsızca dolaşmak
- "Serseri bir hayat sürdü"
- "Kökü olmayan bir gezgin"
- eşanlamlı:
- köksüz ,
- serseri
2. Continually changing especially as from one abode or occupation to another
- "A drifting double-dealer"
- "The floating population"
- "Vagrant hippies of the sixties"
- synonym:
- aimless ,
- drifting ,
- floating ,
- vagabond ,
- vagrant
2. Özellikle bir konuttan veya meslekten diğerine sürekli olarak değişiyor
- "Sürüklenen bir çift satıcı"
- "Yüzen nüfus" için"
- "Altmışlı yılların küstah hippileri"
- eşanlamlı:
- amaçsız ,
- sürüklenen ,
- yüzen ,
- serseri