Translation meaning & definition of the word "useless" into Turkish language

adjective

1. Having no beneficial use or incapable of functioning usefully

• "A kitchen full of useless gadgets"

• "She is useless in an emergency"

synonym:
• useless

1. Faydalı bir kullanıma sahip olmamak veya yararlı bir şekilde çalışamamak

• "Işe yaramaz aletlerle dolu bir mutfak"

• "Acil durumda işe yaramaz"

eşanlamlı:
• faydasız

Examples of using

You're totally useless.

Tamamen işe yaramazsın.

I feel useless.

İşe yaramaz hissediyorum.

You were useless.

Sen yararsızdın.

They're useless now.

Onlar şu anda işe yaramaz.

I'm useless.

Ben faydasızım.

Tom is useless.

Tom faydasız.

You're useless.

Sen faydasızsın.

We're useless.

Biz faydasızız.

That is useless to me.

O benim için işe yaramaz.

This is useless.

Bu işe yaramaz.

It's totally useless.

Tamamen faydasız.

My husband is useless.

Kocam işe yaramaz.

It's useless.

Yararı yok.

The towel was quite useless.

Havlu oldukça işe yaramazdı.

I'm useless at French.

Fransızcada işe yaramam.

Leave out anything that is useless.

İşe yaramaz şeyi atın.

It is useless to talk to him.

Onunla konuşmak faydasız.

All my efforts turned out to be useless.

Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.

It'll be useless to stand against them.

Onlara karşı çıkmak hiçbir şeye yaramaz.

I wish I had not bought such a useless thing.

Keşke böyle işe yaramaz bir şey almasaydım.