Translation meaning & definition of the word "urge" into Turkish language
Türk diline "urge" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Urge
[Zorlamak]/ərʤ/
noun
1. An instinctive motive
- "Profound religious impulses"
- synonym:
- urge ,
- impulse
1. İçgüdüsel bir sebep
- "Profil dini dürtüler"
- eşanlamlı:
- zorlamak ,
- dürtü
2. A strong restless desire
- "Why this urge to travel?"
- synonym:
- urge ,
- itch
2. Güçlü, huzursuz bir arzu
- "Neden bu seyahat dürtüsü?"
- eşanlamlı:
- zorlamak ,
- kaşıntı
verb
1. Force or impel in an indicated direction
- "I urged him to finish his studies"
- synonym:
- urge ,
- urge on ,
- press ,
- exhort
1. Belirtilen yönde kuvvet veya itme
- "Onu çalışmalarını bitirmeye çağırdım"
- eşanlamlı:
- zorlamak ,
- basın ,
- teşvik etmek
2. Push for something
- "The travel agent recommended strongly that we not travel on thanksgiving day"
- synonym:
- recommend ,
- urge ,
- advocate
2. Bir şeye zorlamak
- "Gezi ajanı, şükran günü'nde seyahat etmemizi şiddetle tavsiye etti"
- eşanlamlı:
- tavsiye etmek ,
- zorlamak ,
- avukat
3. Spur on or encourage especially by cheers and shouts
- "The crowd cheered the demonstrating strikers"
- synonym:
- cheer ,
- root on ,
- inspire ,
- urge ,
- barrack ,
- urge on ,
- exhort ,
- pep up
3. Özellikle tezahürat ve bağırışlarla teşvik edin veya teşvik edin
- "Kalabalık gösterici grevcileri neşelendirdi"
- eşanlamlı:
- neşelendirmek ,
- kaynaklanmak ,
- ilham etmek ,
- zorlamak ,
- baraka ,
- teşvik etmek ,
- canlandırmak
Examples of using
Tom felt the urge to confess.
Tom itiraf etme dürtüsü hissetti.
Tom felt an urge to kiss Mary.
Tom Mary'yi öpmek için bir arzu hissetti.
I strongly urge you to follow my advice.
Tavsiyemi dinlemenizi şiddetle ısrar ediyorum.