Translation meaning & definition of the word "upstairs" into Turkish language

noun

1. The part of a building above the ground floor

• "No one was allowed to see the upstairs"

synonym:
• upstairs

1. Bir binanın zemin katının üzerindeki kısmı

• "Yukarı katları kimsenin görmesine izin verilmedi"

eşanlamlı:
• yukarıda

adjective

1. On or of upper floors of a building

• "The upstairs maid"

• "An upstairs room"

synonym:
• upstairs
,
• upstair

1. Bir binanın üst katlarında veya üstünde

• "Yukarıdaki hizmetçi"

• "Yukarıda bir oda"

eşanlamlı:
• yukarıda
,
• merdiven

adverb

1. On a floor above

• "They lived upstairs"

synonym:
• upstairs
,
• up the stairs
,
• on a higher floor

1. Yukarıda bir katta

• "Üst katta yaşıyorlardı"

eşanlamlı:
• yukarıda
,
• merdivenlerden yukarı
,
• daha yüksek bir katta

2. With respect to the mind

• "She's a bit weak upstairs"

synonym:
• upstairs

2. Akıl ile ilgili olarak

• "Yukarıda biraz zayıf"

eşanlamlı:
• yukarıda

Examples of using

Tom carried the boxes upstairs.

Tom kutuları yukarıya taşıdı.

Tom went back upstairs.

Tom yukarıya geri gitti.

The upstairs window opened.

Üst kat penceresi açıldı.

I think Tom went upstairs.

Sanırım Tom üst kata gitti.

I should get back upstairs.

Üst kata dönmeliyim.

I had to carry Tom upstairs.

Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.

Tom is upstairs resting.

Tom üst katta dinleniyor.

Tom is upstairs packing.

Tom alt katta bavul hazırlıyor.

Tom is still upstairs.

Tom hâlâ üst katta.

Tom has gone upstairs.

Tom üst kata gitti.

Who's upstairs now?

Şimdi kim üst katta?

Take it upstairs.

Onu yukarıya götür.

It wasn't upstairs.

O üst kat değildi.

I'm going upstairs.

Yukarı gidiyorum.

I'll wait upstairs.

Üst katta bekleyeceğim.

I'll check upstairs.

Üst katı kontrol edeceğim.

I was upstairs.

Üst kattaydım.

They're all upstairs.

Onların hepsi üst katta.

They went upstairs.

Onlar yukarı gitti.

They ran upstairs.

Onlar yukarıya koştular.