Translation meaning & definition of the word "unworthy" into Turkish language
Türk diline "değersiz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Unworthy
[Lâyık olmayan]/ənwərði/
adjective
1. Lacking in value or merit
- "Dispel a student whose conduct is deemed unworthy"
- "Unworthy of forgiveness"
- synonym:
- unworthy
1. Değer veya değerden yoksun
- "Davranışı değersiz kabul edilen bir öğrenciyi dağıt"
- "Bağışlanmaya değmez"
- eşanlamlı:
- lâyık olmayan
2. Not deserving
- "The undeserving poor"
- synonym:
- undeserving ,
- unworthy
2. Layık değil
- "Hiç hak etmeyen fakirler"
- eşanlamlı:
- hak etmeyen ,
- lâyık olmayan
3. Morally reprehensible
- "Would do something as despicable as murder"
- "Ugly crimes"
- "The vile development of slavery appalled them"
- "A slimy little liar"
- synonym:
- despicable ,
- ugly ,
- vile ,
- slimy ,
- unworthy ,
- worthless ,
- wretched
3. Ahlaki açıdan kınanabilir
- "Cinayet kadar alçakça bir şey yapar"
- "Çirkin suçlar"
- "Köleliğin aşağılık gelişimi onları dehşete düşürdü"
- "Küçük, sümüklü bir yalancı"
- eşanlamlı:
- değersiz ,
- çirkin ,
- iğrenç ,
- balçıklı ,
- lâyık olmayan ,
- zavallı