Translation meaning & definition of the word "untimely" into Turkish language
Türk diline "gereksiz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Untimely
[Vakitsiz]/əntaɪmli/
adjective
1. Badly timed
- "An ill-timed intervention"
- "You think my intrusion unseasonable"
- "An untimely remark"
- "It was the wrong moment for a joke"
- synonym:
- ill-timed ,
- unseasonable ,
- untimely ,
- wrong
1. Zamanlaması kötü
- "Zamansız bir müdahale"
- "Saldırışımın mevsimsiz olduğunu düşünüyorsun"
- "Zamansız bir açıklama"
- "Şaka yapmak için yanlış andı"
- eşanlamlı:
- zamansız ,
- yersiz ,
- vakitsiz ,
- yanlış
2. Uncommonly early or before the expected time
- "Illness led to his premature death"
- "Alcohol brought him to an untimely end"
- synonym:
- premature ,
- untimely
2. Nadiren erken veya beklenen zamandan önce
- "Hastalık erken ölümüne yol açtı"
- "Alkol onu zamansız bir sona getirdi"
- eşanlamlı:
- prematüre ,
- vakitsiz
adverb
1. Too soon
- In a premature manner
- "I spoke prematurely"
- synonym:
- prematurely ,
- untimely
1. Çok erken
- Erken bir şekilde
- "Geçici konuştum"
- eşanlamlı:
- erken ,
- vakitsiz