Translation meaning & definition of the word "unstable" into Turkish language
Türk diline "kararsız" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Unstable
[Istikrarsız]/ənstebəl/
adjective
1. Lacking stability or fixity or firmness
- "Unstable political conditions"
- "The tower proved to be unstable in the high wind"
- "An unstable world economy"
- synonym:
- unstable
1. Kararlılık veya sabitlik veya sıkılık eksikliği
- "Kararsız siyasi koşullar"
- "Kulenin yüksek rüzgarda kararsız olduğu kanıtlandı"
- "Kararsız bir dünya ekonomisi"
- eşanlamlı:
- kararsız
2. Highly or violently reactive
- "Sensitive and highly unstable compounds"
- synonym:
- unstable
2. Yüksek veya şiddetli reaktif
- "Duyarlı ve oldukça kararsız bileşikler"
- eşanlamlı:
- kararsız
3. Affording no ease or reassurance
- "A precarious truce"
- synonym:
- precarious ,
- unstable
3. Kolaylık veya güvence sağlamamak
- "Güvenilmez bir ateşkes"
- eşanlamlı:
- riskli ,
- kararsız
4. Suffering from severe mental illness
- "Of unsound mind"
- synonym:
- mentally ill ,
- unsound ,
- unstable
4. Ağır akıl hastalığından muzdarip
- "Akılsız bir düşünce"
- eşanlamlı:
- akıl hastası ,
- sağlam olmayan ,
- kararsız
5. Disposed to psychological variability
- "His rather unstable religious convictions"
- synonym:
- unstable
5. Psikolojik değişkenliğe maruz
- "Oldukça istikrarsız dini inançları"
- eşanlamlı:
- kararsız
6. Subject to change
- Variable
- "A fluid situation fraught with uncertainty"
- "Everything was unstable following the coup"
- synonym:
- fluid ,
- unstable
6. Değişebilir
- Değişken
- "Belirsizlikle dolu akıcı bir durum"
- "Darbeden sonra her şey istikrarsızdı"
- eşanlamlı:
- sıvı ,
- kararsız
Examples of using
It's too unstable.
Bu çok dengesiz.