Translation meaning & definition of the word "unqualified" into Turkish language
Türk diline "niteliksiz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Unqualified
[Vasıfsız]/ənkwɑlɪfaɪd/
adjective
1. Not limited or restricted
- "An unqualified denial"
- synonym:
- unqualified
1. Sınırlı veya sınırlı değildir
- "Niteliksiz bir inkar"
- eşanlamlı:
- vasıfsız
2. Not meeting the proper standards and requirements and training
- synonym:
- unqualified
2. Uygun standartları, gereksinimleri ve eğitimi karşılamamak
- eşanlamlı:
- vasıfsız
3. Legally not qualified or sufficient
- "A wife is usually considered unqualified to testify against her husband"
- "Incompetent witnesses"
- synonym:
- incompetent ,
- unqualified
3. Yasal olarak yeterli veya nitelikli değil
- "Bir eş genellikle kocasına karşı tanıklık etmek için niteliksiz kabul edilir"
- "Yetersiz tanıklar"
- eşanlamlı:
- beceriksiz ,
- vasıfsız
4. Having no right or entitlement
- "A distinction to which he was unentitled"
- synonym:
- unentitled ,
- unqualified
4. Hakkı veya hakkı olmayan
- "Adsız olduğu bir ayrım"
- eşanlamlı:
- unentigned ,
- vasıfsız
Examples of using
Tom is unqualified for that job.
Tom o iş için yetersiz.
I am quite unqualified to teach them.
Onlara öğretmek için oldukça niteliksizim.