Translation meaning & definition of the word "unpaid" into Turkish language

adjective

1. Not paid

• "Unpaid wages"

• "An unpaid bill"

synonym:
• unpaid

1. Ödenmemiş

• "Ücretsiz ücretler"

• "Ücretsiz fatura"

eşanlamlı:
• ödenmemiş

2. Without payment

• "The soup kitchen was run primarily by unpaid helpers"

• "A volunteer fire department"

synonym:
• unpaid
,
• volunteer(a)

2. Ödeme olmadan

• "Çorba mutfağı öncelikle ücretsiz yardımcılar tarafından işletildi"

• "Gönüllü itfaiye"

eşanlamlı:
• ödenmemiş
,
• gönüllü(a)

3. Engaged in as a pastime

• "An amateur painter"

• "Gained valuable experience in amateur theatricals"

• "Recreational golfers"

• "Reading matter that is both recreational and mentally stimulating"

• "Unpaid extras in the documentary"

synonym:
• amateur
,
• recreational
,
• unpaid

3. Eğlence olarak meşgul

• "Amatör bir ressam"

• "Amatör tiyatrolarda değerli deneyimler kazandı"

• "Rekreasyonel golfçüler"

• "Hem eğlence hem de zihinsel olarak uyarıcı madde okumak"

• "Belgeselde ücretsiz ekstralar"

eşanlamlı:
• amatör
,
• eğlence
,
• ödenmemiş

Examples of using

Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.

Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.

Tom has a whole pile of unpaid parking tickets.

Tom'un tam bir deste ödenmemiş park biletleri var.

He was sentenced to 200 hours of unpaid work.

O, 200 saat ücretsiz çalışma cezasına çarptırıldı.

A promise made is a debt unpaid.

Verilen bir söz ödenmemiş bir borçtur.