Translation meaning & definition of the word "unlocked" into Turkish language

adjective

1. Not firmly fastened or secured

• "An unbarred door"

• "Went through the unlatched gate into the street"

• "An unlocked room"

synonym:
• unbarred
,
• unbolted
,
• unlatched
,
• unlocked
,
• unsecured

1. Sıkıca sabitlenmemiş veya sabitlenmemiş

• "Barsız bir kapı"

• "Çizilmemiş kapıdan sokağa girdi"

• "Kilitsiz bir oda"

eşanlamlı:
• yasaklanmamış
,
• sürgüsüz
,
• astarsız
,
• kilitsiz
,
• güvencesiz

Examples of using

Tom has unlocked the door.

Tom kapının kilidini açtı.

Tom couldn't get the door unlocked.

Tom kapının kilidini açamadı.

Tom walked to the door and unlocked it.

Tom kapıya gitti ve onun kilidini açtı.

Tom waited as Mary unlocked the door.

Mary kapıyı açarken Tom bekledi.

Tom unlocked the gate.

Tom kapının kilidini açtı.

Tom unlocked the car and got in.

Tom arabanın kilidini açtı ve bindi.

Tom unlocked his suitcase.

Tom valizinin kilidini açtı.

Tom unlocked his office door.

Tom ofis kapısının kilidini açtı.

Tom unlocked his car.

Tom arabasının kilidini açtı.

Tom put his briefcase on the table and unlocked it.

Tom çantasını masaya koydu ve onun kilidini açtı.

Tom pushed the unlocked door open.

Tom kilidi açık kapıyı iterek açtı.

Tom unlocked the door and opened it.

Tom kapının kilidini açtı ve onu açtı.

Tom broke the door window, reached inside, unlocked the door and got into the car.

Tom kapı camını kırdı, içeriye girdi, kapının kilidini açtı ve arabaya bindi.

Tom got out of his car and unlocked the gate.

Tom arabadan indi ve kapıyı açtı.

Tom took a key out of his pocket and unlocked the door.

Tom cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı.

Tom fished a key out of his pocket and unlocked the door.

Tom cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı.

I never leave my house unlocked.

Asla evimi açık bırakmam.

I left the door unlocked.

Kapıyı açık bıraktım.

They unlocked the door.

Kapının kilidini açtılar.

Your door's unlocked.

Kapın kilitli değil.