Translation meaning & definition of the word "unlikely" into Turkish language
Türk diline "muhtemelen" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Unlikely
[Muhtemel olmayan]/ənlaɪkli/
adjective
1. Not likely to be true or to occur or to have occurred
- "Legislation on the question is highly unlikely"
- "An improbable event"
- synonym:
- improbable ,
- unlikely
1. Doğru olması, gerçekleşmesi veya gerçekleşmiş olması muhtemel değildir
- "Soruyla ilgili yasal düzenleme pek olası değildir"
- "Olası olmayan bir olay"
- eşanlamlı:
- olasılıksız ,
- muhtemel olmayan
2. Has little chance of being the case or coming about
- "An unlikely story"
- "An unlikely candidate for reelection"
- "A butcher is unlikely to preach vegetarianism"
- synonym:
- unlikely
2. Dava olma veya ortaya çıkma şansı çok az
- "Olası olmayan bir hikaye"
- "Yeniden seçilmek için olası bir aday"
- "Bir kasap vejeteryanlığı vaaz etme olasılığı düşüktür"
- eşanlamlı:
- muhtemel olmayan
3. Having a probability too low to inspire belief
- synonym:
- improbable ,
- unbelievable ,
- unconvincing ,
- unlikely
3. İnanç uyandırmak için çok düşük bir olasılığa sahip olmak
- eşanlamlı:
- olasılıksız ,
- inanılmaz ,
- inandırıcı olmayan ,
- muhtemel olmayan
Examples of using
That's statistically unlikely, but not impossible.
İstatiksel olarak mümkün değil ama imkansız değil.
I think that's highly unlikely.
Sanırım o büyük ölçüde mümkün değil.
It's highly unlikely that Tom will drink any beer.
Tom'un herhangi bir birayı içmesi oldukça olası değil.