Translation meaning & definition of the word "unit" into Turkish language
Türk diline "birim" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Unit
[Birim]noun
1. Any division of quantity accepted as a standard of measurement or exchange
- "The dollar is the united states unit of currency"
- "A unit of wheat is a bushel"
- "Change per unit volume"
- synonym:
- unit of measurement ,
- unit
1. Bir ölçüm veya değişim standardı olarak kabul edilen herhangi bir miktar bölümü
- "Dolar, birleşik devletler para birimidir"
- "Bir birim buğday bir çalıdır"
- "Birim hacim başına değişim"
- eşanlamlı:
- ölçü birimi ,
- birim
2. An individual or group or structure or other entity regarded as a structural or functional constituent of a whole
- "The reduced the number of units and installations"
- "The word is a basic linguistic unit"
- synonym:
- unit
2. Bir bütünün yapısal veya işlevsel bir bileşeni olarak kabul edilen bir birey veya grup veya yapı veya başka bir varlık
- "Birim ve kurulum sayısının azaltılması"
- "Sözcük temel bir dilsel birimdir"
- eşanlamlı:
- birim
3. An organization regarded as part of a larger social group
- "The coach said the offensive unit did a good job"
- "After the battle the soldier had trouble rejoining his unit"
- synonym:
- unit ,
- social unit
3. Daha büyük bir sosyal grubun parçası olarak kabul edilen bir organizasyon
- "Antrenör saldırı biriminin iyi iş çıkardığını söyledi"
- "Savaştan sonra asker tekrar birliğine katılmakta zorlandı"
- eşanlamlı:
- birim ,
- sosyal birim
4. A single undivided whole
- "An idea is not a unit that can be moved from one brain to another"
- synonym:
- unit
4. Tek bir bölünmemiş bütün
- "Bir fikir, bir beyinden diğerine taşınabilen bir birim değildir"
- eşanlamlı:
- birim
5. A single undivided natural thing occurring in the composition of something else
- "Units of nucleic acids"
- synonym:
- unit ,
- building block
5. Başka bir şeyin bileşiminde meydana gelen tek bir bölünmemiş doğal şey
- "Nükleik asitlerin birimleri"
- eşanlamlı:
- birim ,
- yapı taşı
6. An assemblage of parts that is regarded as a single entity
- "How big is that part compared to the whole?"
- "The team is a unit"
- synonym:
- whole ,
- unit
6. Tek bir varlık olarak kabul edilen parçaların bir araya getirilmesi
- "Bu kısım bütüne kıyasla ne kadar büyük?"
- "Takım bir birimdir"
- eşanlamlı:
- bütün ,
- birim