Translation meaning & definition of the word "unfit" into Turkish language
Türk diline "uygunsuz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Unfit
[Elverişsiz]/ənfɪt/
verb
1. Make unfit or unsuitable
- "Your income disqualifies you"
- synonym:
- disqualify ,
- unfit ,
- indispose
1. Uygunsuz veya uygun olmayan hale getirin
- "Geliriniz sizi diskalifiye ediyor"
- eşanlamlı:
- diskalifiye etmek ,
- elverişsiz ,
- elverişsizleştirmek
adjective
1. Below the required standards for a purpose
- "An unfit parent"
- "Unfit for human consumption"
- synonym:
- unfit
1. Bir amaç için gerekli standartların altında
- "Uygun olmayan bir ebeveyn"
- "Insan tüketimi için uygun değil"
- eşanlamlı:
- elverişsiz
2. Not in good physical or mental condition
- Out of condition
- "Fat and very unfit"
- "Certified as unfit for army service"
- "Drunk and unfit for service"
- synonym:
- unfit
2. Fiziksel veya zihinsel olarak iyi durumda değil
- Durumu olmayan
- "Şişman ve çok uygunsuz"
- "Ordu hizmeti için uygun olmadığı doğrulandı"
- "Sarhoş ve hizmet için uygun değil"
- eşanlamlı:
- elverişsiz
3. Physically unsound or diseased
- "Has a bad back"
- "A bad heart"
- "Bad teeth"
- "An unsound limb"
- "Unsound teeth"
- synonym:
- bad ,
- unfit ,
- unsound
3. Fiziksel olarak sağlam veya hastalıklı
- "Kötü bir sırt var"
- "Kötü bir kalp"
- "Kötü dişler"
- "Sessiz bir uzuv"
- "Sessiz dişler"
- eşanlamlı:
- kötü ,
- elverişsiz ,
- sağlam olmayan
Examples of using
Tom is unfit for duty.
Tom görev için uygun değil.
Tom thought Mary was an unfit mother.
Tom Mary'nin yetersiz bir anne olduğunu düşünüyordu.
She's unfit for the job.
O, iş için uygun değildir.