Translation meaning & definition of the word "undivided" into Turkish language
Türk diline "bölünmemiş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Undivided
[Bölünmemiş]/əndəvaɪdɪd/
adjective
1. Not parted by conflict of opinion
- "Presented an undivided front"
- synonym:
- undivided
1. Fikir çatışmasından ayrılmamıştır
- "Bölünmemiş bir cephe sundu"
- eşanlamlı:
- bölünmemiş
2. Not shared by or among others
- "Undivided responsibility"
- synonym:
- undivided
2. Başkaları tarafından veya başkaları arasında paylaşılmaz
- "Bölünmemiş sorumluluk"
- eşanlamlı:
- bölünmemiş
3. Not divided among or brought to bear on more than one object or objective
- "Judging a contest with a single eye"
- "A single devotion to duty"
- "Undivided affection"
- "Gained their exclusive attention"
- synonym:
- single(a) ,
- undivided ,
- exclusive
3. Birden fazla nesne veya nesneye bölünmemiş veya dayandırılmamıştır
- "Bir yarışmayı tek gözle değerlendirmek"
- "Görev için tek bir bağlılık"
- "Bölünmemiş sevgi"
- "Özel dikkatlerini çektiler"
- eşanlamlı:
- tek(a) ,
- bölünmemiş ,
- özel
4. Not separated into parts or shares
- Constituting an undivided unit
- "An undivided interest in the property"
- "A full share"
- synonym:
- undivided
4. Parçalara veya paylara ayrılmamıştır
- Bölünmemiş bir birim oluşturmak
- "Mülke bölünmemiş bir faiz"
- "Tam bir pay"
- eşanlamlı:
- bölünmemiş
Examples of using
Tom had Mary's undivided attention.
Tom Mary'nin tam ilgisine sahipti.