Translation meaning & definition of the word "unconscious" into Turkish language

noun

1. That part of the mind wherein psychic activity takes place of which the person is unaware

synonym:
• unconscious mind
,
• unconscious

1. Psişik aktivitenin gerçekleştiği zihnin, kişinin farkında olmadığı kısmı

eşanlamlı:
• bilinçsiz zihin
,
• bilinçsiz

adjective

1. Not conscious

• Lacking awareness and the capacity for sensory perception as if asleep or dead

• "Lay unconscious on the floor"

synonym:
• unconscious

1. Bilinçli değil

• Sanki uykuda ya da ölü gibi farkındalık ve duyusal algı kapasitesinden yoksun

• "Yerde bilinçsiz yat"

eşanlamlı:
• bilinçsiz

2. Without conscious volition

synonym:
• unconscious

2. Bilinçli bir irade olmadan

eşanlamlı:
• bilinçsiz

3. (followed by `of') not knowing or perceiving

• "Happily unconscious of the new calamity at home"- charles dickens

synonym:
• unconscious(p)

3. (`of' tarafından takip edilen) bilmemek veya algılamamak

• "Evdeki yeni felaketten habersiz" - charles dickens

eşanlamlı:
• bilinçsiz(p)

Examples of using

Tom was unconscious for three days.

Tom üç gündür baygındı.

Tom was laying unconscious on the sidewalk.

Tom kaldırımda baygın yatıyordu.

You were unconscious.

Sen bilinçsizdin.

Is Tom unconscious?

Tom bilinçsiz mi?

Tom wasn't unconscious.

Tom bilinçsiz değildi.

Tom was unconscious.

Tom bilinçsizdi.

Tom is unconscious.

Tom bilinçsiz.

Tom appears unconscious.

Tom bilinçsiz görünüyor.

He's unconscious.

O kendinde değil.

The patient is unconscious.

Hasta bilinçsiz.

She's unconscious.

O baygındır.

Tom beat Mary unconscious.

Tom Mary'yi kendinden geçene kadar dövdü.

Tom found Mary lying unconscious on the kitchen floor.

Tom Mary'yi mutfak zemininde bilinçsizce yatarken buldu.

He was unconscious most of the time.

Çoğu zaman bilinçsizdi.

She is unconscious of her sin.

O günahının farkında değil.

She was unconscious of her mistake.

Hatasının farkında değildi.

He was found lying unconscious on the kitchen floor.

O, mutfak zemininde bilinçsiz yatarken bulundu.

He was unconscious for several days.

Birkaç gündür kendinde değildi.

He is unconscious of his bad manners.

Kötü davranışlarının farkında değil.

He was unconscious of his guilt.

O, suçunun bilincinde değildi.