Translation meaning & definition of the word "unbroken" into Turkish language
Türk diline "kırılmamış" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Unbroken
[Bozulmamış]/ənbroʊkən/
adjective
1. Marked by continuous or uninterrupted extension in space or time or sequence
- "Cars in an unbroken procession"
- "The unbroken quiet of the afternoon"
- synonym:
- unbroken
1. Uzayda veya zamanda veya dizide sürekli veya kesintisiz uzantı ile işaretlenir
- "Kırılmamış bir alayda arabalar"
- "Öğleden sonranın kesintisiz sessizliği"
- eşanlamlı:
- bozulmamış
2. Not subdued or trained for service or use
- "Unbroken colts"
- synonym:
- unbroken
2. Hizmet veya kullanım için bastırılmamış veya eğitilmemiştir
- "Kırılmamış taylar"
- eşanlamlı:
- bozulmamış
3. (of farmland) not plowed
- "Unplowed fields"
- "Unbroken land"
- synonym:
- unplowed ,
- unploughed ,
- unbroken
3. (tarım arazisi) sürülmüş değil
- "Sürülmemiş tarlalar"
- "Kırılmamış topraklar"
- eşanlamlı:
- ekilmemiş ,
- dökülmüş ,
- bozulmamış
4. (especially of promises or contracts) not violated or disregarded
- "Unbroken promises"
- "Promises kept"
- synonym:
- unbroken ,
- kept
4. (özellikle vaatler veya sözleşmeler) ihlal edilmiyor veya göz ardı edilmiyor
- "Kırılmamış sözler"
- "Sözler tutuldu"
- eşanlamlı:
- bozulmamış ,
- keep
5. Not broken
- Whole and intact
- In one piece
- "Fortunately the other lens is unbroken"
- synonym:
- unbroken
5. Kırılmamış
- Bütün ve sağlam
- Tek parça
- "Ne yazık ki diğer lens kırılmamış"
- eşanlamlı:
- bozulmamış
Examples of using
In nostalgic moments we may tend to think of childhood as a time of almost unbroken happiness.
Nostaljik anlarda biz neredeyse sürekli olarak çocukluğu düşünme eğiliminde olabiliriz.