Translation meaning & definition of the word "umbrella" into Turkish language

noun

1. A lightweight handheld collapsible canopy

synonym:
• umbrella

1. Hafif el katlanabilir gölgelik

eşanlamlı:
• şemsiye

2. A formation of military planes maintained over ground operations or targets

• "An air umbrella over england"

synonym:
• umbrella

2. Kara operasyonları veya hedefler üzerinde tutulan askeri uçakların oluşumu

• "İngiltere üzerinde bir hava şemsiyesi"

eşanlamlı:
• şemsiye

3. Having the function of uniting a group of similar things

• "The democratic party is an umbrella for many liberal groups"

• "Under the umbrella of capitalism"

synonym:
• umbrella

3. Bir grup benzer şeyi birleştirme işlevine sahip olmak

• "Demokratik parti birçok liberal grup için bir şemsiyedir"

• "Kapitalizmin şemsiyesi altında"

eşanlamlı:
• şemsiye

adjective

1. Covering or applying simultaneously to a number of similar items or elements or groups

• "An umbrella organization"

• "Umbrella insurance coverage"

synonym:
• umbrella

1. Aynı anda bir dizi benzer öğeye veya öğeye veya gruba örtmek veya uygulamak

• "Şemsiye organizasyonu"

• "Şemsiye sigorta kapsamı"

eşanlamlı:
• şemsiye

Examples of using

Tom folded up his umbrella.

Tom şemsiyesini katladı.

Tom didn't take an umbrella with him.

Tom yanına bir şemsiye almadı.

Tom advised Mary to take her umbrella with her.

Tom Mary'ye şemsiyesini yanına almasını tavsiye etti.

I wish I could remember where I left my umbrella.

Keşke şemsiyemi nereye bıraktığımı hatırlayabilsem.

Someone stole my umbrella at the bakery.

Birisi fırında şemsiyemi çaldı.

That's Tom's umbrella.

Bu, Tom'un şemsiyesi.

This umbrella belongs to Tom.

Bu şemsiye Tom'a ait.

You may find your umbrella at the Lost and Found.

Şemsiyenizi Kayıp Eşya Bürosunda bulabilirsiniz.

You may find your umbrella at the Lost and Found.

Şemsiyeni Kayıp Eşya Bürosunda bulabilirsin.

Whose umbrella did you use?

Kimin şemsiyesini kullandınız?

Whose umbrella did you use?

Kimin şemsiyesini kullandın?

Tom left the umbrella on the bus.

Tom, şemsiyeyi otobüste bıraktı.

I think you have my umbrella.

Bence şemsiyemi aldın.

I think I left my umbrella in your car.

Sanırım şemsiyemi arabanda bıraktım.

I lent Tom my umbrella.

Tom'a şemsiyemi ödünç verdim.

I left my umbrella here last night.

Dün gece şemsiyemi burada bıraktım.

I've lost my umbrella.

Şemsiyemi kaybettim.

I don't understand why Tom would leave his umbrella in the car.

Tom'un niçin şemsiyesini arabada bırakacağını anlamıyorum.

I don't think this is Tom's umbrella.

Bunun Tom'un şemsiyesi olduğunu sanmıyorum.

I don't know where Tom keeps his umbrella.

Tom'un şemsiyesini merede tuttuğunu bilmiyorum.