Translation meaning & definition of the word "type" into Turkish language

noun

1. A subdivision of a particular kind of thing

• "What type of sculpture do you prefer?"

synonym:
• type

1. Belirli bir şeyin alt bölümü

• "Ne tür heykelleri tercih edersin?"

eşanlamlı:
• yazı

2. A person of a specified kind (usually with many eccentricities)

• "A real character"

• "A strange character"

• "A friendly eccentric"

• "The capable type"

• "A mental case"

synonym:
• character
,
• eccentric
,
• type
,
• case

2. Belirli bir türden bir kişi (genellikle birçok eksantrikliğe sahip)

• "Gerçek bir karakter"

• "Tuhaf bir karakter"

• "Dostça bir eksantrik"

• "Yetkin tip" demek"

• "Zihinsel bir dava"

eşanlamlı:
• karakter
,
• eksantrik
,
• yazı
,
• olay

3. (biology) the taxonomic group whose characteristics are used to define the next higher taxon

synonym:
• type

3. (biyoloji) özellikleri bir sonraki yüksek taksonu tanımlamak için kullanılan taksonomik grup

eşanlamlı:
• yazı

4. Printed characters

• "Small type is hard to read"

synonym:
• type

4. Basılı karakterler

• "Küçük tip okumak zordur"

eşanlamlı:
• yazı

5. All of the tokens of the same symbol

• "The word `element' contains five different types of character"

synonym:
• type

5. Aynı sembolün tüm belirteçleri

• "`element' kelimesi beş farklı karakter türü içerir"

eşanlamlı:
• yazı

6. A small metal block bearing a raised character on one end

• Produces a printed character when inked and pressed on paper

• "He dropped a case of type, so they made him pick them up"

synonym:
• type

6. Bir ucunda yükseltilmiş bir karakter taşıyan küçük bir metal blok

• Kağıda mürekkeplendiğinde ve basıldığında basılı bir karakter üretir

• "Bir tür dava düşürdü, bu yüzden onları almasını sağladılar"

eşanlamlı:
• yazı

verb

1. Write by means of a keyboard with types

• "Type the acceptance letter, please"

synonym:
• type
,
• typewrite

1. Türleri olan bir klavye ile yazın

• "Kabul mektubunu yaz lütfen"

eşanlamlı:
• yazı
,
• daktiloda yazmak

2. Identify as belonging to a certain type

• "Such people can practically be typed"

synonym:
• type
,
• typecast

2. Belirli bir türe ait olarak tanımlayın

• "Bu tür insanlar pratik olarak yazılabilir"

eşanlamlı:
• yazı
,
• tipleme

Examples of using

Tom is the artistic type.

Tom sanatsal tiptir.

I'm not his type.

Onun tipi değilim.

What is your blood type?

Kan grubunuz nedir?

Tom isn't my type.

Tom benim tipim değil.

Every type of socialization requires a lie.

Her çeşit sosyalleşme bir yalana gereksinim duyar.

Spätzle are a type of German pasta.

Spätzle bir çeşit alman pastasıdır.

I'm not her type.

Onun tipi değilim.

What's Tom's blood type?

Tom'un kan grubu ne?

I know your type.

Senin tipini biliyorum.

I didn't think Tom was your type.

Tom'un senin tipin olduğunu düşünmedim.

You're not my type.

Benim tipim değilsin.

She's not my type.

O benim tipim değil.

Mary is not my type.

Mary benim tipim değil.

Tom told me that Mary was his type.

Tom bana Mary'nin onun tipi olduğunu söyledi.

Tom's blood type is O negative.

Tom'un kan grubu 0 negatiftir.

Tom's blood type is O negative.

Tom'un kan grubu O negatif.

Tom is the type of person who always smiles.

Tom her zaman gülümseyen bir tiptir.

A very common type of elbow pain is known as "tennis elbow" in English.

Çok yaygın bir tip dirsek ağrısı, İngilizcede " tenisçi dirseği " olarak bilinir.

Tom is the type of person who always has to have the last word.

Tom son sözü söylemeden edemeyen türden bir insan.

Tom is the type of person who always demands that something be done rather than request that it be done.

Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.